• 02 June 2023, Friday 12:58
MehmetOğultürk

Mehmet Oğultürk

 SALTANAT VE ÜMMET

Aslında bugün yazı yazmak istemiyor gönlüm. Ama, içimdeki şeytan bir türlü vazgeçmiyor. Yaz be kardeşim yaz da için rahatlasın diyor.

Seçim, seçim diye diye yeri göğü inlettik.  Atatürk’ün gösterdiği yoldan gitmemiz gerekirken, dümeni ümmetliğe doğru çevirmeyi tercih ettik. O’nun prensiplerini birer birer terk ettik. Televizyonlara çıkıp şuna buna asla izin vermeyeceğiz dedik. Kimse bizden izin istemedi ki.  Ne yasaları ne de  hukuku tanıdılar. Bildiklerini okudular.

Türk milliyetçisi olduğunu iddia eden bir adam çıkıp, Cumhurbaşkanı Anayasaya uymuyorsa biz de Anayasayı ona uyduralım dedi. Çok geçmeden de uydurduk. Onların ağızlarından Gazi Mustafa Kemal Atatürk adının çıktığını hiç duymadık. Aslında, bayraklarında üç hilal olanların, Türk milliyetçisi olmadıklarını, Osmanlıcı olduklarını anlayamadık. Osmanlının bayrağında da yeşil zemin üzerinde üç hilal vardı. Bunu hiç düşünmedik.  Atatürk’ün annesine hakaretler yapılırken, bu iki ayyaşın yaptığı yasalar muteber oluyor da neden Allahın yaptığı kanunlar dikkate alınmıyor diyenlere ses çıkaramadık.  Televizyon kameralarının önünde birkaç lafla yetindik. Cumhuriyet kuruldu diye Türkiye’yi terk edip Mısırda yaşamayı tercih eden birinin oğlunu Cumhurbaşkanı adayı yapmayı ve kendisine tıpış tıpış gidip oy vermeyi yüce Türk milletine emrettik.

Kenan Evren darbesinden sonra kapatılan Atatürk’ün partisini yeniden ihya etmekle övündük. Tuzlada siyah çarşaflılara parti rozeti taktık. Onları da kazanıp partiyi daha da büyüteceğimizi sandık. Daha bir hafta bile geçmeden parti rozetleri çıkarılıp yerlere atıldı. İşte o günden sonra altı okun oklarını birer birer kırmaya başladık. Hüküm giymiş ve siyaset yapması yasak olan birinin imdadına yetiştik. Ordunun muvazzaf ve emekli olmuş generallerini Gülen  cemaatine teslim ettik. Televizyonlara çıkıp boru bu boru deyip bu cemaatin adaletine güveniyoruz dedik. Devletin sırlarının saklandığı Kozmik Odayı, vatana ihanet olduğunu bile bile açtık. Bu yüzden binlerce şehit verdik.

Bu sırada Türk Ordusunun kolunu kanadını birlikte kıranları hem de Çankaya’dan aday yaptık. Onlardan oy gelmeyeceğini hesap edemedik.

Bugün de, değişen bir şeyin olmadığını gördük. İktidar partisinden ayrılanları, geçmişlerini sorgulamadan  masaya davet ettik. Ümmet olmayı özleyen, şeriatı ve saltanatı geri getirmek isteyenlerle aynı yolda yıllarca yürüdüklerini, birlikte olduklarını hiç düşünmedik.   Altılı masadan çok umutlandık. Onlardan oy geleceğini sandık. Ona göre milletvekili aday sıralarını belirledik. Ordunun emekli ve muvazzaf generallerinin kolunu kanadını kıranlarla aynı yolda yürüyenleri, hem de Çankaya’dan aday yaptık. Bu yüzden gerçek Atatürkçüleri küstürdük. Onlardan oy gelmeyeceğini hesap edemedik.  Kendi ellerimizle onlara elliye yakın milletvekili hediye ettik.  Öte yandan, Demokrasiyi en iyi uygulayan parti olmakla övündüğümüz halde, milletvekili adaylarını halk yerine biz tayin ettik. Önseçimi unuttuk. Ne parmak boyasında, ne de ithal seçmen konusunda hiçbir şey yapamadık. Öte yandan yerel yöneticilerimizin halka tepeden bakmasını engelleyemedik. Halka hizmet üretmekte sınıfta kaldık. Halkın arasına karışıp sevgi ve teveccühlerini alamadık. Sonuç ortada.

 “Ben daha çok cahil ve okumamış, tahsilsiz kesimin ferasetine güveniyorum bu Ülkede.  Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Ülkeyi ayakta tutacak olanlar okumamış cahil halktır. Ben açıkçası korkuyorum” diyen bir adamı Üniversitelerden birine rektör yardımcısı yaptık. Kendisinin feraset sahibi olmadığını, aylar öncesi açıkça itiraf etmiş olan bu kişi meğer çok haklıymış. Bu halk onun güvenini boşa çıkarmamıştır.

Hal böyleyken, Sayın Kılıçdaroğlu’na istifa edecek misiniz diye sormuşlar.  “Şimdi zamanı değil” diye cevap vermiş. Peki, bu zaman hiç gelmez ise ne olacak? Çok merak ediyorum. Her halde biz o zamanın geldiğini hiç göremeyeceğiz. Zira yaş olmuş 81.

Cumhuriyetin yüzüncü yılında Millet yerine ümmet olmayı ve Tanrının yeryüzündeki temsilcisine kul olmayı tercih ettik. Hoş geldin ümmet ve saltanat. Başka söze gerek yok.

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık