• 16 March 2020, Monday 8:21
MehmetOğultürk

Mehmet Oğultürk

ESARET VE ÖZGÜRLÜK
Harbiye’de bir komutanımız bize, ‘askerlik ne demektir’ diye bir soru sormuştu. Kimimiz vatanı için ölmektir, kimimiz savaş sanatıdır, kimimiz de özgürlük demektir, demiştik. Hiç birimizin cevabını beğenmemişti. Tam olarak hiç biri değilmiş meğer. Sonra kendisi “Askerlik, görülmeden görmek, öldürülmeden öldürmek” sanatıdır . Bunun için her şeyden önce gözümüzü dört açmamızı, önce düşmanımızı görmemizi ve onu tanımamızı öğütlemişti. “Siz onu görmeden, o sizi görürse sonunda ya ölüm ya da esaret kaçınılmazdır. Ölürseniz size Şehit derler; Sonra, cenaze törenleri düzenleyip boy boy resim çektirirler. O kahraman bir askerdi, Allahın sevgili kulu, Cennet Mekanı olsun derler. Bir süre sonra da unutup giderler. Peki ya esir olursanız, çektiğiniz eziyet, cefa bir yana, kimse sizi tanımaz, unutulup gidersiniz. Ne kadar kahraman olsanız da, daha önceleri yaptıklarınızı kimse hatırlamaz, Size kahraman falan demezler” demişti. Bizleri sadece düşmanlar mı öldürür, esir alır? Hayır, bazen de biz kendimiz isteyerek ve bilerek esir oluruz ve de sonunda da ölüp gideriz. Kimse bize Şehit demez, O bir kahramandı, demez. Sadece iyi adamdı, Allah rahmet eylesin derler. İnsanlar böyledir de devletler farklı mı? Onlar da tıpkı insanlar gibi esir alınırlar. Onlar, belki insanlar gibi ölmez ama yok olurlar. Ölüm de yok olmak değil midir? İşini bilmeyen iş adamı gibi, işini bilmeyen devlet adamları da devletlerini iflas ettirip tarihin çöplüğüne gömerler. Üç kıtaya yayılmış topraklarıyla koskoca Osmanlı Devleti böyle yok olmadı mı? Demek ki insanlar da devletler de ölüyor. Esaret ise ölümden bin beter. Esir alanın insafına kalmış. Olmadık işkenceler, aç susuz çalıştırılmalar, uykusuz geceler, acılar, ızdıraplar, en sonunda yine ölüm. Biz insanları esir alan ve bizleri bir türlü özgür bırakmayan ve insan olmayan düşmanlarımız da var. Alışkanlıklarımız. Bunların başında sigara ve uyuşturucu alışkanlıkları geliyor. Sokaklar, caddeler, bunların esirleriyle dolup taşıyor. Ömürlerinden en az 20 yılın çalınacağını bilerek, dumanını ciğerlerine doldurup sonra da havaya üfleyen bayların ve bayanların sayısı her geçen gün artıyor. Devlet, vergilerini artırsa da, kapalı yerlerde içilmesini yasaklasa da, içenlere, içirenlere cezalar yağdırsa da esirlerin sayısı durmadan çoğalıyor. Hele, gencecik çocuklar var ya. Acıyorum ben onlara. Ağaçlar altında, inşaat halindeki binaların karanlık ve loş köşelerinde kızlı erkekli, büyüklerine, öğretmenlerine özenip sigara keyfi çıkaran esir öğrencileri gördükçe üzülüyorum. Sigara kötü bir alışkanlık olsa, bize her şeyi öğreten , bize hayat veren anne-babalarımız, öğretmenlerimiz sokaklarda, caddelerde, Okul ve Hükûmet Konağı bahçelerinde, ellerinde birer sigara, zevkle dumanı havaya savururlar mıydı diyen öğrenci esirleri kınayamıyorum, ayıplayamıyorum. Demek ki sigara içimini yasaklamak, vergisini arttırmak, zam üzerine zam yapmak, ayıplamak yetmiyor. Bu gibi insanların sayısını arttırmaktan başka bir işe yaramıyor. Onları , esaretten kurtarmak için başka başka önlemleri de düşünmek gerekiyor. Sigara içme bahanesiyle görevlerini 10 dakika savsaklayanlar, günde 5 sigara molası verseler, içmeyip görev yapanlardan en az 50 dakika daha fazla kaytarıyorlar . Demek ki devlet sigara içmeyi engellemiyor, tersine teşvik ediyor. Zira, ne kadar çok sigara tüketen olursa o kadar çok para girecek kasalarına. Cezaların, yasakların yanında ödüllerin de olması gerekli değil mi ? Örneğin, kamu hizmetine eleman alırken, İmam Hatipli misin diye değil sigara içiyor- musun diye sorsalar, sigara içmeyenlere yılda bir kere ikramiye verseler, ya da vergilerinde belli bir oranda indirim yapsalar nasıl olur? Esir sayısı artar mı, yoksa azalır mı?

MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık