• 13 January 2023, Friday 9:25
MehmetOğultürk

Mehmet Oğultürk

ALKIŞ TUTAN ELLER

Ülkenin gündemini birden değiştirdiler. Ne siyasal cinayetler, ne kadın cinayetleri, ne emekli maaşları konuşulmaz oldu. Bir zamanlar ayağa kalkmadığı için hapse atılanlar, vatan uğruna ölümü göze alıp kırk yıldan fazla bu millete hizmet eden ve ayaklarına elektronik kelepçeler takılanlar çoktan unutulup gitti. Türk Ordusunun emekli generalleri uyduruk birer bahane ile hapislerde çürütüldüler.  İsimlerinin önlerinde Prof. ve Doç. yazan tam on bir Akademisyenin(!) bile hışmına uğradılar. Bu kadar öfke, bu kadar nefret, bu kadar kin neden? Türk Milletinin Ordusunu aşağılama ve itibarsızlaştırma ihtiyacı nereden çıktı? Cumhuriyetin Ordusu nasıl oldu da bir zümrenin ordusu haline getirildi? Askere gitmemek için sahte çürük raporu alanların emrine nasıl girdi? Bir türlü aklım ermiyor.

Gazeteci sayın Soner YALÇIN’ ın bir makalesinde okumuştum. Bu iş taa 1963 te başlamış. Kumpas kurularak, benim de aralarında olduğum 1459 Harbiyeli ordudan tart edilmiş. Aradaki boşluğu doldurmak için de önüne geleni Harbiye’ ye öğrenci kaydetmişler. Genel Kurmay Başkanlığının hazırlayıp Askeri Okullara gönderdiği sorularla öğrenci alınırken, ÖSYM sınavlarıyla öğrenci alınmaya başlanmış. Bu sınavları da önceden soruları bilenler kazanmış. Bizlerden öncekiler hapislerde çürütülürken, sonrakiler maalesef seyirci kalmışlardır. Hâlâ da seyircidirler.

Seyirci ile alkış adeta özdeşleşmiştir. Dünyanın her yerinde sahnelerdekileri teşvik ve cesaretlendirmek için seyirciler alkış tutarlar. Bizde de öyle. Seyirciler alkışladıkça sahnedekiler coşar. Kendilerine güven gelir, cesaret gelir, başaramayacakları işleri başarırlar.

Ordu mensuplarının elbette siyasi görüşleri olabilir. Ancak bu görüşlerini açıkça ifade edemezler. Doğrusu da budur.  Aksi takdirde milletin değil bir siyasi kurum ve kuruluşun ordusu olurlar. Onlar için savaşırlar, onlar için dua ederler. Onlar için alkış tutarlar.

Askeri okulların, askeri hastanelerinin kapatılmasına, askeri yargının kaldırılmasına seyirci kaldılar. Kumpaslar kurularak emekli komutanların birer ikişer hapsedilmesine “Türk yargısına güveniyoruz” dediler.  Asker karavana başında yemeğe “Tanrımıza hamdolsun, milletimiz var olsun” dileğine karşın komutanın “Afiyet olsun” temennisi ile başlardı. Onu bile değiştirdiler, bin yıllık geleneği yok ettiler. Seyirciler seyretmeye devam ettiler.  

Seyirciler sahnede gösteri yapanları, konuşanları, sahada sporcuları ya alkışlar ya sessiz kalırlar ya da protesto edip y...h çekerler. Başka bir seçenekleri yoktur. Bizimkiler birincisini tercih ettiler. Hepsi o kadar. Ne var bunda? Bu gün alkış tutan eller, yarın üç hilalli yeşil bayrak tutarlarsa hiç şaşırmayalım.

 

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık