• 31 October 2022, Monday 9:17
MehmetOğultürk

Mehmet Oğultürk

İHANET YA DA NANKÖRLÜK

Adamın biri çıktı kürsüye “Cumhuriyet bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi, düşüncemizi yok etmiştir” diyerek kendisini bir güzel gündeme taşıdı. Hani olur da vatandaşlar arasında kendisini tanımayanlar vardır diye düşündü her halde. Sık sık televizyon ekranlarında endamı görünsün ve herkes onu tanısın istedi. Birkaç gündür siyasilerin dilinde hep o var. Bazıları ona nankör, bazıları hain diyor, bazıları da; “Cumhuriyetimiz ve demokrasimiz, milletimizin büyük tarihi içindeki en büyük kazanımlarımızdandır. Cumhuriyetimizin kazanımlarını korumak ve daha ileri ufuklara taşımak için çalışmaya devam edeceğiz” diyerek ortalığı yatıştırmaya çalışıyor. Aslında O’nun da kafasından geçenlerin aynı düşünce ve aynı sözcükler olduğu şüphe götürmez. Zira, onlar yalan söylemeyi ve takiyye yapma sanatını çok iyi bilirler.

Türkiye Cumhuriyetini ve demokrasisini yeni bir sisteme, İslam medeniyetine dönüştürme gayreti içinde olduklarını inkâr etmiyorlar. AKP genel başkanı yıllar önce; “Peki, nasıl bir demokrasi? Bu demokrasi amaç mı olacak araç mı olacak? İşte burası tartışmaya açılmalıdır. Bize göre demokrasi hiçbir zaman amaç olamaz. Demokrasi ancak ilmî noktada ele aldığımız zaman bir araç olduğunu göreceğiz” diyerek demokrasiden ne anladığını ve niyetini açık açık ifade etmemiş miydi? Türkiye Cumhuriyetinin adının, Anadolu İslam Medeniyeti Krallığı ya da Sultanlığı olması uzak değildir. Çünkü, Türkiye ve Cumhuriyet kelimelerinden nefret ediyorlar.

Mahir Ünal Beyefendi bu lafları boşuna söylememiştir. Mutlaka bir bildiği vardır. Önceden tartıştırıp, toplumu yavaş, yavaş buna alıştırmak ve kanıksatmak görevi kendisine verilmiş olabilir. Ne yazık ki, karşısındakiler laf üretmekten başka bir şey yapamıyorlar. Yuvarlak masa etrafında otura otura bir hal oluyorlar. Masadan kalkar kalkmaz da, soluğu ABD’de alıyorlar. Hâlâ başörtüsüyle ve helalleşme ile meşguller.

Mahir Bey yoklama çekiyor. Türkiye Cumhuriyeti ve demokrasi taraftarlarının gösterecekleri tepkiyi ölçmek ve ne yapabileceklerini şimdiden görmek istiyor. Bakmayın siz Bahçeli’ye. Ne söylediğinin farkında bile değil. Onun derdi, varsa yoksa CeHaPe. Mademki Cumhurbaşkanı Anayasa’ya uymuyor biz de Anayasayı Cumhurbaşkanına uyduralım diyen o değil mi? Bu günkü ucube rejimin altyapısını o hazırlamadı mı? Daha ne bekliyoruz Bahçeli’den? Aslında bunlar hem nankör hem de hain olabilirler. Cumhuriyet sayesinde bu mevkilere, bu makamlara gelmiş olduklarını onlar da çok iyi biliyorlar. Buna rağmen; “Bize göre Demokrasi hiçbir zaman amaç olamaz” diyenler de onlardır.

 Burada, neyin ihanet, neyin nankörlük olduğuna kim karar verecek sorusu akla geliyor. Elbette, Cumhuriyet döneminde; lügati, alfabesi, dili, düşüncesi yok edilen, okumayan sorgulamayan ferasetli millet (ümmet) verecek.  Vereceği karar, önümüzdeki yaz belli olacak. Ya ihanet ve nankörlük yoktur deyip beraber yürüdük biz bu yollarda diyecekler, ya da her yer hain ve nankörlerle dolmuş deyip, sandıklarda onların iplerini çekecekler.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık