• 09 March 2020, Monday 8:00
MehmetOğultürk

Mehmet Oğultürk

UTANIYORUM

Böylesine hor kullanılan dünyanın kaderine bakın. Havası, suyu, toprağı, ağaçları, dağları, ovaları, hayvanları durmadan  katlediliyor. Katiller biz insanlarız. Yalnız  doğayı mı katlediyoruz ? Kadınlarımızı, aydınlarımızı, komşumuzu, dostumuzu, eşimizi, sevgiyi ve saygıyı da katlediyoruz. Katletmek yalnızca  bir canlıyı öldürmek değil,  bir işi, bir çalışmayı, bir emeği, bir sevgiyi , bir dostluğu da yok etmek anlamına  geliyor. Bu yüzden  insan olmaktan utanır hale geliyorum ben. 
Bugün üzerinde yaşadığımız bu coğrafyayı koruyup çocuklarımıza devretmemiz her geçen gün zorlaşmaktadır. Zira, bu toprakları elimizden alıp bizleri kendilerine hizmet edecek kullar olarak görmek isteyen insanlar, devletler var. Bizlerin birbirimizi boğazlayıp, zayıf düşmemizi bekleyen düşmanlarımız var. Koskoca Osmanlı Devleti gücünü yitirdiğinde aç kurtlar gibi   saldıran milletler, tarihte eşine ender rastlanan büyük lider Gazi Mustafa Kemal sayesinde emellerine ulaşamamışlardır. O, Anadolu’da yaşayan her ırktan, dinden ve mezhepten insanları bir arada tutacak olan laiklik ilkesini bu yüzden benimsemiş ve uygulamıştır. Birlik ve beraberlik olmadan düşmanlarla mücadele etmenin mümkün olmadığını bilen bir kahramandır. O’nunla ne kadar gururlansak, övünsek azdır. Oysa bugün, O’nun koltuğuna oturanların bilgisizliği ve beceriksizliği yüzünden dilenci durumuna düştük. Avrupa Birliği vaat ettiği parayı vermedi diye küplere bindik. Dünyada kendi kendini besleyen yedi ülkeden biriyken, samanı dahi dışarıdan alan bir ülke olduk. 
Birileri geldi “Ey köylü kardeşim senin tarlaya gidip çalışmana gerek yok. Sen ne istersen ben sana veririm. Kaç dekar tarlan varsa beyan et sana dönüm başına kırk Türk lirası benden” dedi. Köylümüz yarışırcasına beyanda bulundu ve paraları cebine indirdi. Artık  tarlada tokatta çalışan yok. Herkes hazırcı. Hazıra ne dayanır ki? Bütçede açık, devasa. Çare  vergi üstüne vergi. Sen istediğin kadar vergi sal, tahsil edemedikten sonra neye yarar?  Millet karnını doyuramıyor.  Her biri  barut fıçısı. En ufak bir eleştiriye tahammül yok. Çek bıçağı, bas tetiğe.
Millet öyle de, yönetenler farklı mı? Birbirlerine şerefsiz, onursuz, yalancı, alçak, namussuz, hatta vatan haini  diyenler her gün televizyon ekranlarında. Bulundukları makamlara yakışmayan sözcükleri kullanarak, birbirlerine tekmeler savurarak verdikleri görüntü, yanlış yerde olduklarının  kanıtıdır. Milletin derdine çare aramak, derman olmak, huzur ve güven içerisinde yaşamalarını sağlamak için fikir üretmek  yerine, birbirlerine tekme tokat saldırıyorlar. En küçük bir eleştiriye bile tahammülleri yok. Böyle, birlik ve beraberlik sağlanır mı? Balık baştan kokar diye boşuna söylememişler.  Doğrusunu ben bilirim, sen iki koyunu bile  güdemezsin diyerek toplumun yarısını aşağılar, ötekileştirirsen  düşmanların ekmeğine yağ sürersin. Böyle yönetenlere, böyle bir parlamentoya  sahip bir ülkenin vatandaşı olmaktan utanıyorum ben. 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık