• 29 March 2024, Friday 11:49
MehmetOğultürk

Mehmet Oğultürk

YEREL YÖNETİM SEÇİMLERİ

İki gün sonra yapılacak yerel yönetim seçimlerinde Belediye Başkanı ve Muhtar olmak için adaylar kıyasıya yarışıyorlar. Aslında buna yarış demek pek doğru değil. Adeta savaşıyorlar. Birbirlerini gözden düşürmek ve seçimi kaybettirmek için olmadık yalanlara, kumpaslara hatta iftiralara başvuruyorlar. Hadi milletvekillerini anladık. Ayda 230 bin TL kazanmak üstelik ömür boyu sülalece bedava geçinmek, yurttaşın 20- 25 yılda hem de pirim ödeyerek elde ettiği emeklilik hakkını, iki senede elde etmek kim istemez?

Cumhuriyetin ilk yıllarında vekillik yapanlar genellikle zengin, varlıklı, sözü nazı geçen insanlardı. Kimi toprak ağası, kimi cemaat reisi, kimi de aşiret ağalarıydı. Toplum içinde okuma yazma bilenler de onlardı. Paraya pula ihtiyaçları da yoktu. Onlar için vekillik çok önemli değildi. Halkın yüzde 80’i köylerde ve dağlarda yaşıyorlardı. Aralarında okuma yazma bilenler parmakla gösterilecek kadar azdı. İşleri güçleri karınlarını doyuracak kadar ekip biçmekti. Başka bir emelleri ve hayalleri yoktu.

Cumhuriyeti kuranların ilk işi toplumu okuryazar yapıp bilgi sahibi kılmaktı. Bunun için Köy Enstitüleri kurulmuştu. Ne var ki, ömürleri uzun olmadı. Halk, yeteri kadar eğitilip aydınlatılamadı. Başta köy ağaları ve toprak sahibi vekiller köylünün aydınlanmasını istemedi. İkinci Dünya savaşından sonra, batının liderliğini üstlenen ABD nin de telkinleriyle, 1946 yılında, demokrasi adına çok partili sisteme geçildi. CHP içindeki bazı zengin ve toprak ağası vekiller Demokrat Parti adında bir parti kurarak, Köy Enstitülerinin kapatılması için kampanya başlattılar. Çünkü aydınlanmış ve bilgi sahibi olmuş köylüler onların saltanatını yıkabilirdi. Buna bir destek de ABD den gelince, zamanın Genel Kurmay Başkanı Fevzi Çakmak ile Kazım Karabekir bile bu Enstitülerin kapanması için elinden geleni yaptı. Sonunda, İsmet Paşa kendi partisi içindeki vekillerin eleştirilerine dayanamadı ve Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel ve İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’u görevden aldı. Reşat Şemsettin Sirer’i Milli Eğitim Bakanı olarak atadı. Bu zatın ilk işi; Köy Enstitülerini uygulayıcı eğitimden ezberci eğitime geçirmek oldu. 1952 Yılında da tamamen kapatıldı. Köylünün aydınlanması da başka bir bahara kaldı. Bu yüzden 22 yıldır aynı adam iktidarda.

Gelelim bugünün vekillerine! Onlar aslında milletin değil Parti Genel Başkanlarının vekilidirler. İster varlıklı olsun ister parasız pulsuz olsun Genel Başkanın gözüne giren birinin vekilliği garantidir. Kendi aylıklarına gelince devamlı arttırırlar; hem normal emekli maaşı hem de vekil emekli maaşını kendilerine uygun görürler. Emekli gariban yuttaşa gelince Nah! Gidip ikinci bir işte çalışsınlar derler. Şah İsmail’in söylediği rivayet edilen bir sözü burada yazmadan geçemeyeceğim. “Şalvarı şaltak Osmanlı, Eyeri Kaltak Osmanlı, Ekmede biçmede yok, Yemede içmede ortak Osmanlı.” Burada Osmanlı, devleti yönetendir. Tam da bu günü tarif ediyor

Bu nedenle herkes milletvekili ve Belediye Başkanı olmak için yarışta. Şimdi, bu yarışa köy ve mahalle Muhtarları da katıldı. Eskiden muhtarlık angaryaydı. Kimse muhtar olmak için mücadele etmezdi. Zira Köyüne gelen gideni ağırlamak, yedirip içirmek ve barındırmak zorundaydı. Bugün muhtara gitmeden de her türlü belge ve bilgi e-devlet sisteminden alınabiliyor. Muhtarlara sadece Devletin tebligat memurluğu düşüyor. Şehir içindekilerin mesaisi, makamı var ama Köylerdekilerin ne mesaisi belli ne de yeri yurdu. Hem 17.002.00 TL maaşı var hem de emekli primini devlet yatırıyor. Bu şartlarda kim muhtar olmak istemez. Küçücük bir mahallede(köy) bile muhtar adayından geçit yok. Ne zengin bir milletmişiz ki, her dönemde 600 kişiyi milletvekili yapıyor ve zengin ediyoruz. Şimdi sırada muhtarlar var. Koskoca üç yüz otuz iki milyonluk ABD bile, 435 üyeli Temsilciler Meclisi ve 100 üyeli Senato tarafından yönetiliyor. Bir senatörün eline yılda 150.000 dolar geçiyor. Dikkat edin ayda değil yılda. Bizimkilerin ise ayda 110.000TL ile 230.000 TL geçiyor. Herhalde bu yüzden iki yakamız bir araya gelmiyor. Bu fakir milletin parasını har vurup harman savuruyoruz. Emekliler mi dediniz? Gelecek baharı beklesinler, onları da ihya edeceğiz. Bu kaçıncı bahar bilen var mı? Ver gazı, topla oyları. Gerçekten biz Etrak-ı bi idrak mıyız? 28.03.2024

 

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık