• 25 July 2022, Monday 11:40
DursunGirgin

Dursun Girgin

Beyağaç neresi biliyor musunuz?

Dostlarım merhaba. Bugünkü köşe yazımda siz dostlarıma Beyağaç’ı anlatmak istiyorum. Beyağaç, Denizli ilimize bağlı, eski adıyla Eskele olan Sandıraz Dağları’nın eteğinde Kartal Gölü’ne yakın, 5-6 bin yaşında olan çam ağaçlarıyla ve de tütün tarımı ve hayvancılıkla geçimini sağlayan, çevresinde birçok madenleri olan, aslında çok zengin olması gereken ama yıllardır sürdürüle gelen yanlış politikalar sayesinde daha düne kadar Milas Ovası’na pamuk toplamaya gelen bu güzel şirin ilçemizin çalışkan insanları, yaz ve kış Milas’la çok yakından ilgilendikleri için pamuk çapasından, pamuk toplamasına ve kışın da zeytin toplamak için Milasımızla sıkı bir iş birliği, kültür birliği olan bu güzel ilçemizin güzel insanlarıyla nerdeyse 30-40 yıldan beri tanışıklığımız devam etmektedir.

Ben bir kültür dostu olarak bu insanları çok severim. Nedeni de şu ki, bu insanlar kültüre ve kültür adamlarına çok önem verirler, hatta bu ilçemizde her yıl pehlivan güreşleri yapılır. Yanı sıra hâlâ tütün işçiliği ve tütün tarımı ile birlikte hayvancılığa da çok önem veren güzel bir ilçemiz.

Bu köy görünümündeki ilçemiz Milasımıza 150 bilemedin, 170 km’dir. Bu ilçemizin yerleşim düzeni aslında Yörük kültürüyle tam tamına uyum sağlayan bir yapısı vardır. Şöyle ki herkesin evi kendi arazisi içindedir. Eskiden bu şehrin içinden çok zengin bir su kaynağı geçerdi ve bu su sayesinde de başta yayla bahçeciliği, karpuzu, kavunu, domatesi çok meşhurdu. Ne yazık ki bu su kaynağı çoktandır yok. Şimdilerde de sondaj kuyuları kazıp, herkes bağı bahçesi için lazım olan suyunu bu şekilde gideriyor ve yanı sıra da bazı yerlere göletler yapılmış. Çünkü bu ilçemizin ormanla iç içe olması nedeniyle bu tür göletler her zaman, hem hayvancılık, hem sulu tarım, hem de ormanların gelişmesi için bu sulama göletlerinin yapılması bu ilçemiz için çok faydalı çok değerli dostlarım.

Bu Beyağaç’ın insanlarını oldum olası çok severim. Neredeyse 40 yılı aşan bir dostluğumuz söz konusu. Bu güzel ilçemizin insanlarıyla işte bu yüzden 40 yıldan beri bu insanların düğün ve derneklerinde hep bulundum. Bu nedenle gerek şu muzur hastalık pandemi nedeniyle neredeyse 4-5 seneden beri bu ilçeye gidemiyordum. 16 Temmuz günü bir sünnet şöleni için bu ilçeye gittim. O sıcak kanlı insanlar inanın hacı yolu bekler gibi Dursun Amca’yı tekrar dinleyeceğiz umuduyla, ilçenin en eskisi ahşap yapılı kahvesinin önünde toplanmışlar. Burada beni ilk karşılayan eski CHP’li belediye başkanının yanında çok sevip saydığım Mehmet Gadıoğlu amca vardı. Neyse onları görerek şimdiki CHP ilçe başkanınla da hoş sohbet ettikten sonra artık sıra geldi Muhtar Dursun’un zurna şovuna. Gerçekten de insanlarımız kültüre ve kültür adamlarının hoş sohbetlerinin yanısıra sanatlarına olan hayranlıkları apaçık görülüyordu.

Neyse, merkezde bulunan  düğün salonunda mevlüt okunmaya başlayınca ben zurnayı kestim. Okunan mevlütleri dinlerken eski belediye başkanlarından Hüseyin abinin ölümünü duydum çok üzüldüm. Akabinde de sağolsun mahalle muhtarı kahveci dostumla baş sağlığına gittik. Yarım elma gönül alma misali baş sağlığı görevimizi yerine getirdikten sonra artık bir taşla iki kuş vurma misali hem dostlarımızın acılarını, hem de mutluluklarını paylaşmış oldum. Nasıl mı? Gelecek köşe yazımda Beyağaç’ı anlatmaya devam edeceğim. Takip edin dostlarım. Şimdilik hoşça kalın, dostça kalın.

 

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık