• 09 October 2019, Wednesday 15:29
DursunGirgin

Dursun Girgin

KÜLTÜRÜ SADECE SEVMEK YETMEZ

Dostlarım Merhaba. Elbette ki kültürü sevmek kadar güzel bir şey olamaz. Ancak, yeterli değildir. Mesela doğayı seviyorsun, fakat onun yok olup gitmesine seyirci kalıyorsun… İşte bu nedenle diyorum ki; kültürü kuru kuruya sevmek hiçbir işe yaramaz; kültürü sevmenin de birçok yolu var. Meselâ bir ağacı sadece dikip geçmek hiçbir işe yaramaz. Onun imarını yapacaksın, suyunu vereceksin…

 Öyleyse, kültürü de sevmenin yolu, kültür adamlarının insan gibi yaşayabileceği imkânlara kavuşmaları halinde mümkün olur. Yoksa, bu ülkede kültürden söz etmek dahi insanlarımıza masal anlatmak gibi bir şey olur. Yine rahmet istedi benden; Allah rahmet eylesin, o güzel insan, ömrü boyunca hep sazıyla sözüyle bir şeyler anlatmaya çalıştı. Kim mi? Elbette ki bir halk ozanından söz ediyorum. Neşet Ertaş ne diyor bakınız: Gadir gıymet bilen yere gidelim. Birilerine bir bakıyorsun, kısa sürede köşe olmuş, Devlet Sanatçısı olmuş falan filan. Yani, adamını bulanlar, beyler paşalar gibi yaşıyor, paraya para demiyor, çok kısa sürede adam köşe olup çıkıyor. Ben bu şahısları burada zikretmek dahi istemiyorum. Benim bildiğim kadar, bu ülkede gerçek kültür adamlarının sayısı bir elin parmakları gibi hem sayıca az hem de asırlarca unutulamayacak kadar, bu ülkede çok güzel konulara imza attılar. Bir Neşet Er taş, bir aşık Veysel, bir Mustafa Kandıralı, bir aşık Mahsuni Şerif gibi niceleri hâlâ bu milletin gönlündeki sevgileri devam ediyor. Tabii ki, gönül isterdi ki; bu tür güzel insanlara sağlıklarında sahip çıkıp, onları şöyle insanca bir yaşam sunabilme imkanım olsaydı keşke. Her neyse. Galiba gerçekten bu ülkenin yıllardır sürdüre geldiği kültür politikasının bir gereği olarak, nerede halka mal olmuş bir sanatçı ve müzisyen varsa, yoksulluk içinde ölür gider, A! Bir de bakmışsın, o kişinin heykeli dikilivermiş. Yahu elbette ki; bu tür işler güzel de, niye bu insanlara sağlıklarında sahip çıkmıyoruz da öldükten sonra koftiden heykellerini dikiyoruz. Doğrusunu söylemem gerekirse eğer, 50-60 seneden beri dağ bucak demeden yöre yöre bütün Ege’yi dolaştım. Keza yetmedi; ta 1984’lü yıllarda Balkanlar’daki birçok zurnacı ve de davulcu dostlarımla, önce dost oldum, sonra da kültür alışverişine başladık. Onlar benden, ben de onlardan birçok güzellikler öğrendik. Demem o ki; bugün bu yörelerde çok güzel üstatlarımız var. Ben bu dostlarımın hepsinin bir lokma ekmeklerini yedim, bir fincan kahvelerini içtim, sözlerini, sohbetlerini dinledim. Hepsi de yarı aç yarı tok yaşam mücadelesi veriyorlar. Peki, bu üstatların yaşam koşullarını gören yeni nesil, acaba bu kültüre özen gösterirler mi?

Sayın Kültür Bakanım, bu yörenin milletvekilleri ve yerel yöneticileri, sizlere sormak istiyorum; lütfen elinizi vicdanınıza koyun ve şu satırların doğru mu yoksa yanlış mı olduğunu lütfen şöyle adam gibi bir araştırın bakalım. Yani, sözün özü olarak demek istiyorum ki; kültürü sadece sevmek yetmez. Bu insanlara sahip çıkılması gerekir. Mesela yöremizde onlarca zengin iş adamlarımız var. Şimdi kalkıp da kapı kapı dolaşsak, biz Milas’ta bir zurna davul şenliği yapacağız, lütfen dernek olarak bize katkı yapın desek, acaba kaç kişi bu davetimize icabet eder?

Neyse, ben yine de bu güzel üstatlarım adına bir gece düzenlemek istiyorum. Bu vesile ile bir nabız yoklaması yapmak istiyorum. Davul zurna kültürünün yaşamasını ve de yaşatılmasını isteyen tüm dostlarıma çağırıda bulunmak istiyorum. Var mısınız Milas’ımızda veya Muğla’mızda  şöyle güzel bir davul zurna şenliği yapmaya?...  İşte telefon numaram: 05326420539. Zurnacılar Davulcular Dernek Başkanı Dursun Girgin.

Haydi Dostlarım, hoşça kalın, dostça kalın.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık