Dursun Girgin

Dostlarım merhaba. Bir önceki köşe yazımdan birkaç satır daha burada anlatmak istiyorum. Yüce dinimiz buyuruyor ki; ‘Zorlaştırmayın kolaylaştırın.’ İnsanların onuru ve de gururuyla asla oynamayın. Çünkü, insanın iyisi kötüsü olmaz. İnsan yüce Rabb'imin özenerek yarattığı bir varlıktır. İşte bu Yüce Yaradılana hizmet etmek öyle güzel, öyle ulvi bir duygudur ki kalemler bunu anlatamaz. Ama gel gör ki üç günlük şu fani dünyada varlık içinde yaşayayım diye insanoğlu öyle kötü işler yapıyor ki sormayın! Nitekim Nemrutlar, Firavunlar Ebu Cehiller, Muaviyeler dünya tarihine öyle kötü itibarlar bırakmışlar ki! Sonuçta hepsi de şu fani dünyadan göçüp gittiler ama kötülükleri hala dillerde dolaşır, durur.

Değerli dostlarım, elbette hepimiz hata yapabiliriz, günah işleyebiliriz. Yüce Rabbim affediyor. Yeter ki sen suçunu bağışlamasını iste. Bir şartla! Kul hakkı hariç. İşte bu nedenle sevgili peygamberimiz ölmeden önce herkesten helallik istemiş. Hatta ‘haksız yere kime bir tokat vurdum ise o da gelip bana vursun’ diyerek şu fani dünyada kötüler kadar iyilerin de var olabileceğinin sinyallerini asırlar önce vermiştir.

Dostlarım çarşı pazar almış başını dört nala… Ha bire koşturuyor. Merhamet denen o güzelim duygu sanki rafa kaldırılmış. İki sakallı çıkıp Afrika'daki O zavallı yavruları televizyon ekranlarında göstererek duygu sömürüsü, iman sömürüsü yaparak, buna da insanlığa güya hizmet diyorlar. Oysa o çocukların balık yemeye değil de balık tutmaya ihtiyaçları olduğunu niye söylemiyorlar. Çünkü bu insanların eğitime ihtiyaçları var. Çünkü bu insanların ABD sömürüsünden, Batının  acımasız zulmünden kurtulmaları lazım. Tıpkı Türkiye gibi yer altı yer üstü kaynaklarını kendileri üretip de kendileri yiyebilsinler. Bu nedenle Afrika'lı veya Türkiye'li veya dünyanın neresinde olursa olsun ABD'nin ve batının acımasız sömürü çarkında ezilip, büzülen insanlara rahmetli cenneti mekan olsun Prof. Dr. Haydar Baş'ın deyimi ile kendi ülkelerinin gelirlerini eğer hak ve adaletli şekilde yiyip içemedikten sonra yapılan onca yardımlar hep günü kurtarma adına. Asla o insanları mutlu edemeyecektir. Çünkü o insanların ve de Türkiye'nin sırtında öyle bir hortum var ki insanlarımızın kanını iliğini habire sömürüyor da sömürüyorlar. Bunun adı da kapitalist sistem.

Evet dostlarım tüm insanlığı kurtaracak tek bir sistem vardır. Onun da adı ehlibeyt sevgisi ve milli ekonomi modelidir. Yoksa gerisi hep curcunadır. Ben elimden geleni, dilimden geleni hep anlatıyorum. Yazarak, çizerek de insanlığa ve güzel ülkeme faydalı olmaya çalışıyorum. Nitekim bakınız dostlar bugün ülkemizde neredeyse 7-8 milyon Suriyeli, Afganlı veya diğer dünya ülkelerinden gelmiş üretemeyen, hep tüketen bir toplum var. Peki böyle mi olması gerekirdi?  Demem o ki sevgili dostlarım görünen köy kılavuz istemez misali.. Ne olur, Türkiye de isterse dünyada örnek bir ülke olabilir, bunun için bu ülkede hem beyin yapısı, hem de yer altı ve yer üstü sayısız nimetlerimiz var. Yeter ki bu millet gerçekleri görebilsin! İşte o kadar.

Haydi dostlarım hoşça kalın, dostça kalın.