• 08 October 2020, Thursday 10:29
DursunGirgin

Dursun Girgin

40 YILDIR HALA DEMOKRASI GELECEK

Dostlarım merhaba. Eğer bir ülkede demokrasi yoksa hiç bir şey yok demektir. Yıl 1980 bir darbe olmuş. Öyle kanunlar getirmişler ki bir tanesini ele alalım. Bugün yüzde 10 seçim barajı bu 8/10’luk baraj sistemi kimlerin işine yarıyor en çok? AKP 18 yıldır bu  barajı neden kaldırmıyor. Hem askeri darbeleri eleştireceksiniz, hem de askeri darbenin getirdiği, özellikle de seçim baraj sistemine 4 elle sarılacaksın.

Değerli dostlarım buna azınlığın çoğunluğa tahakümü denir. Sen yüzde 32 oy alacaksın. Yüzde 68’e boyun eğdireceksin. Bunun da adı demokrasi olacak öyle mi? Hayır beyler, hayır. Sizin tek bir derdiniz var; o da altınızdaki koltuk gitmesin. Ülkede fakirlik varmış, ülkede işsizlik varmış kimin umrunda. Ülkenin bugün yüzde 10’u saltanat sürerken, yüzde 90’ı da sallanıyor. Ha yıkıldı, ha yıkılacak. Ülkenin tüm cumhuriyet dönemi kazanımları yok pahasına satılıp, savruldu. Yetmedi ülkenin toprakları satıldı. Hala bu ülkeye demokrasi gelecek. Eleştirirsin, adın olur vatan haini.

Geçen gün bir Roman dostumu aradım. ‘Abi ne var, ne yok, sizin oralarda?’ dedikten sonra, konu dönüp dolaşıp geldi ülkedeki yoksulluk sınırına.

- Abi vallahi düğünlerimiz vardı. Hepsi de iptal oldu. Şimdi önümüzde gelen de malum; kış ayları. Ne yeriz, ne içeriz? Kara kara düşünüyoruz.

 Ben de şaka matrak dedim ki:

- Oğlum herhalde devletimiz düşünecektir, dedik ve  telefonu kapattık. Dostlar asıl beni kahreden şu: Sen hem darbecileri eleştireceksin, hem de darbelerin getirdiği siyasi yönden işine gelene dört elle sarılacaksın. Sonra da kalkıp caka satacaksın. Hayır beyler, hayır. Bin kere hayır.

Bakınız 18 yıldan beri bu ülkede birçok yasalar çıkartıldı. Bir gecede kanun hakkında kararnamelerle ne kanunlar çıkardınız neler. Öbür taraftan da bu millet de  hala sizin iktidarınızdan birşeyler bekliyor. Özellikle de saf Roman halkı. Şahsen benim zerre kadar ümidim kalmadı artık. Olanları görüyoruz. Yollar yapılmış yap-işlet-devret modeliyle. Köprüler öyle. Hava alanları öyle. Şehir hastaneleri öyle. Yani yapılan hizmetler yap-işlet modeliyle yapılmış hep. Peki onca satılıp, savulan toprakların, tüm cumhuriyet  dönemi kazanımlarının gelirleri nereye gitti? Cevap abidik gubidik tiviste… Gel bütün bu olup bitenler yetmezmiş gibi şu bölünmelere ne dersin? Bizden olanlar bizden olmayanlar.,  Yeter artık, bakınız bütün dünyayı kasup kavuran bir virüs belası söz konusu. Ne olur eğer üzerinizde kul hakkı varsa varsa, lütfen bu ülkede yaşayan 85 milyondan helallik alın. Yoksa eğer hesabı kitabı aşağıya bırakırsanız orasını ben bilemem. Dileğim o ki bu ülke için her kim zerre miktarı dahi bir hasanat yaptıysa, Yüce Rabbim karşılığını versin. Çünkü cehennemde odun yoktur, bunu sizler benden daha iyi bilirsiniz. Onun için hani Ecevit, hani Demirel, hani Özal, hani Erbakan? Hepimiz işte geldik, işte gidiyoruz. Bugün varız, yarın ne olacağız Mevla bilir. Bu dünya hiç kimseye baki değildir.

‘Mal da yalan mülk de yalan, gel birazcık da sen oyalan demiş’ tüm alimler. Malı da mülkü de, saltanatı da ancak zalimler sever. Bilmem anlatabildim mi?

bu ülkede pamuk da vardı, tütün de. Pancarı da vardı, buğdayı da. AB’ye yaranacağız diye diye herşeyi öyle bir hale getirdiniz ki. Sonunda Yunan’ın pamuğunu bile para verip almak zorunda kaldık. Vay  be sayın seyirciler.

Şener Şen’in bir filimi vardı, Kemal Sunal’la. ‘vallahi kafamı bozmayın satarım ha bu köyü’ dediği aklıma geliyor da, gülmekten kendimi zor alıyorum. Haydi hayırlısı olsun.

Alan memnun,  satan zaten memnun. Sana ne be muhtarım? Öyle ya. Hayırlısı olsun. Eden bulur. Ama  ne zaman bilemiyorum.

Haydi dostlarım hoşçakalın, dostçakalın.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık