• 24 October 2019, Thursday 10:05
DursunGirgin

Dursun Girgin

Hiçbir zaman laf olsun diye konuşmam

Dostlarım, merhaba. Bir önceki köşe yazımda ‘benim güzel Ege’m’ diye söze başladım. Evet, sevgili dostlarım, benim güzel Ege’min güzel insanlarına her zaman için büyük bir teşekkür borcum var. İşte onu da köşe yazılarımla gelecek kuşaklarımıza bir şeyler öğretebilme adına yazıp çiziyorum. Bu hafta yine Milas’ımızın güzel bir köyü Kapıkırı’ndaydım. O güzelim Beşparmak Dağları’nın eteğine serpiştirilmiş bir şekilde daracık sokaklarıyla birbiri içine yapılmış o taş yapılı binalarıyla adeta sanki o eski günleri anlatırcasına güzel bir köyümüz. İnsanları sıcakkanlı, güzel bir turizm köyü desek doğru olur.
Ancak Bafa Gölü çok berbat bir konumda. Suları iyice çekilmiş. İleriki yıllarda nasıl olur, şimdiden kestirip atmak da olmaz. Herhalde ilgili makamlarımız çareler bulurlar kanaatindeyim. Neyse benim derdim şu: bu yörenin birçok güzel köyleri var. Mesela Narhisar köyü, Fesleğen köyü, yol güzergâhında olan Karacahisar köyü, yine Dibekdere’den başlayıp Kızılağaç, İkiztaş gibi birçok eğlence yerlerimiz var. Bütün bu bahsi geçen köylerin şöyle güzel bir envanteri çıkarılmalı.  Bu köylerde nasıl bir değişiklik yapılarak hem iç, hem de dış turizm canlandırılabilir? Bu konular enine boyuna tartışılmalı ve sırasıyla bu köylere bazı altyapılarıyla birlikte bazı yatırımlar yapılmalı. Mesela Kultak köyü gibi Yerkesik’ten başlayarak birçok yol güzergâhındaki köylerde yaz kış mevsimine göre yörenin ürünlerini satabilmeleri için, köylülerimize yardımcı olunmalıdır. Yol kenarlarında küçük küçük çay, börek gibi satışların yapılmasına izin verilmeli. Böylelikle de bu insanlarımıza iş, aş kapıları açılmalıdır değerli dostlarım.
İnanın şu satırları laf olsun diye yazıp çizmiyorum. Bu güzelim Ege’nin sanatım dolayısıyla dağınI, bayırınI karış karış gezdim, gördüm. İnanın her gördüğüm her gittiğim köylerin hep ekonomik ve de kültürel yönlerine çok önem veririm. Ve bu konularla ilgili o köyde yaşayan şöyle sohbeti dinlenebilecek herkese tavsiyelerde bulunurum. Kapıkırı’nda gördüğüm güzellik beni umutlandırdı. Ne olur çok değerli kaymakamım, değerli belediye başkanım, çok sevgili yöremizin milletvekilleri; geliniz Milas’ımızın öncelikle bahsettiğim konularla ilgili bir plan, bir proje yapılsın. Bugün Bodrum’a gelen yabancıları otel odalarına hapsetmekle bu ülkenin turizmi gelişemez.
Şöyle 50’şer, 100’er kişilik turlar düzenleyin. Dağlarımızı, yaylalarımızı güzel Milas’ımızın güzel köylerini tanıtalım. İnanın şu satırları içimden geldiği gibi yazıp çizdim. Umarım bir gün bu hayallerim gerçek olur. Ancak bazı atasözlerimiz var. Mesela, “Önce ekeceksin ki, sonra biçebilesin.”
Şimdilik bu kadar. Haydi dostlarım; hoşça kalın, dostça kalın.
 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık