• 11 December 2023, Monday 10:21
DursunGirgin

Dursun Girgin

BIRAKIN DÜNYAYI GENÇLER YÖNETSİN ARTIK

Dostlarım merhaba. Bir önceki köşe yazımda hayat pahalılığından bahisle Milas’ın aslında ucuz bir yer olması gerektiği halde Muğla ve Yatağan pazarlarına göre daha pahalı olduğunu yazmıştım. Peki bunda yerel yöneticilerimizin suçu yok mu? Bunca pahalılığın sebebi nedir? Hiç araştırılmaz mı, hiçbir çare üretilmez mi?

Evet dostlar, bugün ülkemizde siyaset sanki kısa yoldan zengin olma aracı olarak kullanılıyor. ‘Görünen köy kılavuz istemez’ diye bir söz vardır. Son zamanlarda olup bitenlere bakıyorum da artık yeter diyorum. Hele hele yeniden, yeniden siyasete soyunanlara sesleniyorum: Nedir bunca hırsın sebebi? Mevki makam düşkünlüğü mü, yoksa milyonları trilyon yapma hasatlığı mı? Bırakın artık gençlerin önünü kesmeyin. Ne diyor Mustafa Kemal Atatürk; ‘Ben bu vatanı gençlere emanet ettim’ diyor. Hani ne oldu? Bu sözlerin, bu nasihatlerin hiç mi ehemmiyeti yok?

Bakınız dostlar 1974 yılında bir ara seçimle muhtar oldum. 3 dönemde köyümün elektriğini, suyunu, okulunu, camisini yaptırdım. 1987 yılında milletim, halkım istediği halde aday olmadım ve mührü gençlere verdim. Ardından kısa adı MUZKAT-DER olan Zurnacılar, Davulcular Derneği’ni kurdum. Onu da devrettim. Şu an gençler birşeyler yapabilmek için uğraşıyorlar. Ben de gençlerin bu azimlerinden zevk alıyorum. Ne demiş atalarımız dünya gençten gence…. Artık yeter! Hangi parti olursa olsun bence yaşı 50’yi, 60’ı geçen herkesin siyaseti terk etmesi gerekir. Neyse aslında söylemek istediklerim bunlar değil. Tabii siyaset demek plan, proje demektir.

 

Bakınız bugünkü halinize, hayat pahalılığı aldı başını gidiyor. Bir avuç Yahudi dünyaya meydan okuyor da İslam aleminin başındaki liderler hayt-huyt demekten öteye hiç bir şey yapamıyorlar. Ülkemizin yer altı ve yer üstü zenginliklerine bir türlü şöyle adam gibi el atıp da, şu merkez bankamıza, yer altı ve yer üstü kaynaklarımıza mehil gösterip de bir türlü kendi paramızı kendimiz kullanamıyoruz. Siyasete bakıyorum da içim açıyor içim. Koskoca bir Türkiye senyoraj hakkını kullanarak hala kendi parasını basamıyor. Peki bizler yıllardır ABD’nin kulu kölesi olduk. Yetmez mi artık? Onca yer altı ve yer üstü kaynaklarımıza rağmen bu yoksulluğun sebebi nedir?  Acaba delikanlı gibi çıkıp da bu sorularıma cevap verebilecek bir lider var mı?

İşte dostlarım Neşet Baba benden yine rahmet istedi. Ne diyor Neşet Ertaş bakınız: Sorsam öldürürler, sormadan ben öldüm.  Evet ben de bütün bunları sormasam yapamıyorum değerli dostlarım. Bu ülke köyleriyle, kasabalarıyla, kentleriyle…. Artık şu gerçeği görmemizin zamanı geldi de geçti bile. Ne ABD, ne de AB Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur. İşte bu gerçeklerden hareketle, varlık içerisinde şu cennet vatana yokluk çektirmeyin diyerek, son söz olarak diyorum ki gençliğin yolunu kapatmayın.

Haydi dostlarım dost acı söyler ama gerçek dostlar doğruyu söyler. Hoşça kalın dostça kalın. Bir dönül dostu işte. Telefonumu veriyorum, eleştirilere her zaman açığım.

Tel: 0532 642 05 39


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık