• 13 November 2018, Tuesday 16:49
DursunGirgin

Dursun Girgin

BİR KÜLTÜR ADAMI YÜZ SENEDE BİR GELİYOR

Dostlarım merhaba, bu ülkede yaşamakta olan birçok kültür adamımız var. Yaşam şartları o kadar zor ki, sormayın da, ben de söylemeyeyim. Ama eğer bu konuları ben de söylemezsem kimler dile getirecek. Evet yine bu konuyu da ben dile getireceğim. 04. 05. 2018 Kasım tarihlerinde Muğla Üniversitemizin edebiyat bölümünden bir öğrenci, yine radyo televizyon bölümünden dört öğrenci, iki gün, yani 4- 5 Kasım 2018 tarihlerinde ziyaretime geldiler. Kimisi roman kültürü hakkında, kimisi de zurna davul kültürü hakkında yüzlerce sorular sordular. Hamdolsun hepsinin de cevaplarını tüm detaylarıyla olmasa da, kısa öz bilgileri kendilerine hiçbir karşılık beklemeksizin verdim.

Ama ben de insanım benim de kendime göre birçok ihtiyaçlarım var. Mesela ben bu evime gelen bütün öğrencilerle saatlerce beyin patlatıyorum. Amacım bildiklerimiz, yaşadıklarımızı gelecek kuşaklarımızla paylaşabilmek. Bu ülkede kültürel değerlerimiz yok olup gitmesin. Peki bütün bu hizmetlerimizin karşılığı olarak her yaz yapılan şu meşhur zurna festivali kapsamında bu tür yararlı bilgiler veren, bildiklerini yıllardır tüm halkıyla paylaşan şu muhtar Dursun’ a bir nebzecik olsun kaynak aktarılamaz mı? Oysa gel gör ki bir Bulgar zurnacı, bir Yunanlı zurnacı, bir Azerbaycanlı zurnacı, bir Hintli zurnacı kendi ülkesinde beyler, paşalar gibi yaşarken, bu kez de benim ülkemI yönetenler de onlara ayrıcalık imkanı tanıyorlar. İşte bizim kültür anlayışımız da böyle.

Halbuki bugün birçok yerlerde kültür adamlarımızın dikilmiş heykellerini görüyorum da gerçekten kahroluyorum. Neden? Çünkü bu ülkede kültürün bakanı var da, kültür adamlarına bakanı yok. Ayrıca kültür adamlarımıza sağlıklarında sahip çıkılması çok önemli bir konu.

Mesela Bulgar davulcu anlatıyor; ‘Ben ülkemde bir eğlencede 1500- 2000 Euro para alıyorum.‘diyor. Gel gör ki benim ülkemde durum çok farklı. Tabiri caizse ekmeği yanından zeytin silkme, gel de sen böyle bir duruma isyan etme. Elbette ki halimize çok şükür diyoruz. İşte kış ayları geldi. Birçok zurnacı, davulcu arkadaşımız şimdiden kara kara düşünmeye başladı bile. Peki niye, malum, hayat şartları her geçen gün zorlaşıyor. İşte bu bağlamda odunu, kömürü, elektriği, tüpü, unu, yağı, çocuk okul giderleri.. Gel de yaşa yaşayabilirsen. Halbuki bu insanların kendi kendilerine yetebilmeleri için bir çok plan ve projeyi dile getirdik. Geliniz bu köye sahip çıkın da bu köy bir marka haline getirilsin dedik. Ama gel gör ki dertlerimizi ancak seçimden seçime anlatabiliriz, ki onu da azar pezer işitmeden anlatabilirsek!.. Şimdi böyle bir tabloya rağmen gel de sen böyle bir ülkede kültür adam olmak iste. Her şeye rağmen şu zurna festivalinden aldığımız birçok bilgi ve tecrübelere dayanarak, dünyanın belki de en güzel kültür adamları bizim ülkemizde. Fakat kıymetini, kadrini bilen gerçek kültür dostları nerede?

Her şeye rağmen bu zor günler gelip geçecektir. Ama ölüp giden kültür adamlarımızın yerine bir başkasını koyabilmek o kadar basit değildir. Bir Aşık Veysel, bir Neşet Ertaş’ın, bir Mustafa Kandıralı’nın, bir zurnacı Kara Hüseyin’in, bir Lüleburgazlı Küçük Hasan’ın, bir Dibekdereli zurnacı Muhtar Dursun’un boş kalan yerlerini doldurabilmek öyle basit bir iş değildir. Dünya alem şunu çok iyi bilsin ki bir kültür adamı yüz senede bir gelir.

Gelecek köşe yazımda daha güzel konuları görüşmek dileğimle, hoşça kalın, dostça kalın.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık