• 21 November 2018, Wednesday 16:57
DursunGirgin

Dursun Girgin

DİBEKDERE’NİN ÖNEMİ

Dostlarım merhaba, Dibekdere mahallemizin önemi konusunda birazcık açıklamalar yapmak istiyorum. Sebebi de daha dün, yani 16 Kasım günü adresime bir kitap göndermişler. Kitabın başlığı Bireysel Milas Ansiklopedisi Cilt 3 sanırım yazarı Halim Şafak Şanlıdağ. Kitabın orta yerlerinde Dibekdere için üç beş sayfalık bir bölüm ayırmışlar. Tabiî ki her yazarın kendine özgü bir anlatışı vardır. Ben bu dostlarıma Dibekdere konusunda birçok bilgiler verdim. Sağolsunlar bu kadarcıkta olsa kitabında bizleri onore etmelerinin, gerçekten de çok hoşuma gittiğini hemen belirtmek isterim.

Değerli dostlarım Dibekdere’nin önemi çok büyük; ancak bu güzelliği, bu kültür birikimini hala kavrayamamış olan gerek siyasetçilerimiz, gerekse yöremizin iş adamları için şunu söylemek istiyorum. 200-250 seneden beri bu köy halkı yediden yetmişe hepsinin de baba ata mesleği olan müzik kültürünü iş edinmiş olmalarına karşılık, nedense hemen hemen hiç yok denecek derecedeki ilgi ve alaka, malesef bu köyün gerçek yüzünü göstermesi bakımında devede kulak misali kalıyor. Oysa kimimiz mermer ocağı açmış, ardında devlet desteği var. Kimimiz hastane açmış, ardında devlet desteği var. Kimimiz fabrika açmış, ardında devlet desteği var. Kimimiz yurt açmış, ardında devlet desteği var. Var da var.

Her iş yerinin ardında mutlaka bir destek var mı? Var. Peki Sayın Yazar dostumun da belirttiği gibi bugün Dibekdere ve Selimiye nüfusuna kayıtlı şu anda en az 400 - 500 kişi bu kültürden ekmek yiyor. Evet, sayın seyirciler böylesine çok önemli bir kültür köyüne bugüne kadar gerek devletin gerekse yerel yönetimlerimizin katkısı nedir acaba? Her zaman şunu söylüyorum, bu ülkede birçok sanat dallarını destekleyen kurumlar var. Mesela KOSGEB gibi… Söz konusu Dibekdere olunca hiç kimsenin ağzını bıçak açmıyor. Mesela şöyle dört başa mağmur güzel bir kültür merkezi ile bu köye has zurna yapımı için  bir ağaç torna makinesi verilip de  bu köydeki mevcut müzik kültürü anlayışını daha da güçlü hale getiremez miyiz? Bu çok mu zor bir şey?

Mesela geçen birkaç gün içinde Bodrum-Yalıkavak ‘ta oturmakta olan, aslen yurt dışında çalışmakta olan bir dostumuz, zurna akordu ve zurna kamışı için benim oğlanların yanına geldi. Ve zurna kamışlarını falan aldıktan sonra o kadar memnun bir şekilde ayrılıp gitti ki. Sormayın. Hani demem o ki Dibekdere Köyümüz davul-zurna kültürü konusunda artık bir marka olmayı çoktan hak etti de… Gel gör ki şeker var; un var; su da hazır… Yeter ki bu insanların kültürüne sahip çıkabilecek bir siyasi güç gerek. Peki farz edelim ki bu söylediklerimiz bu taleplerimize sahip çıkıldı. Sonuç ne olur? Bu köyde çocuk davulundan tutun da çeşitli boylarda zurna yapımı, mey, ney yapımı zurna kamış yapımı, büyük davul yapımı gibi birçok müzik aletlerinin gerek yapımı gerekse pazarlama yapılıyor… Evet, Dibekdere bir marka olmaya aday köyümüzdür. Yeter ki devlet baba şöyle gözünün ucuyla  Dibekdere’ye bakıverse, bize yeter de artar bile.

Anlayana sinek saz, anlamayana davul zurna bile az. Haydi dostlarım hoşçakalın. Dostça kalın. Bir kültür dostundan ÖNERİLER.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık