• 10 March 2019, Sunday 10:53
DursunGirgin

Dursun Girgin

SİYASETÇİ VE SANATÇI...

Dostlarım merhaba…

Bugün siz dostlarımla iki benzer şahsiyet üzerinden yola çıkarak, siyasetçi ve sanatçı üzerinden, hiç kimseyi kırmadan bir değerlendirme, bir kıyaslamada bulunmak istiyorum.

Siyasetçiyi biliyoruz. Ancak sanatçı dendiği zaman, birçok kurumlar ve kuruluşlar  bu sıfata girer. Ben sadece bir tanesini ele alarak değerlendirmede bulunmak istiyorum. Bu sayede de günümüz siyasetçilerine birşeyler anlatmak istiyorum.

‘Kızım sana söylüyorum gelinim sen işit’ atasözündeki bu kıyaslamamı zevkle okuyacağınızdan eminim. Şöyle ki, sanatçı da siyasetçi de devamlı olarak birşeyler üretmek zorundadır. Nasıl ki bir ses sanatçısı veya bestekar devamlı yeni yeni şarkılar, türküler üretmek zorundaysa, siyasetçilerin de görevi yeni yeni planlarla, yeni projelerle halkının huzuruna çıkıp, ‘ey halkım bakınız benim yeni projelerim işte şunlar şunlardır’ deyip, halkından bu projelerini hayata geçirebilmek için yetki ister, vekalet ister. Nasıl ki bir bestekar, bestelerini bir notezene verip de onları şarkı haline getirmek isterse, tıpkı bunun gibi, bazı siyasetçilerin de genel başkanlarının köklü projeler üreterek, her seçimden seçime kendilerini yenilemeleri gerekir.

Aksi halde ne olur bakınız, siyaset sahnesinden silinip giderler. Efendim gelelim şu kaynak meselesine. Yüce Rabbim biz insanoğullarının faydalanmaları için yerin derinliklerinden tutun da denizde yüzen balıklara, hatta havada uçan kuşlara kadar sayısız nimetleri biz kullarının yararına sunmuştur. Eğer bugün ABD hemen burnumuzun dibindeki Kıbrıs’ın yakınlarında dünyanın en büyük doğalgazını bulupta yer yüzüne çıkarırken, bizim siyasetçilerimiz hala kaynak var mı yok mu teleşındalar. Çok değerli dostlarım, hamd olsun cennet gibi bir ülkemiz var. Sulanabilir nitelikte milyonlarca hektar arazimiz var. Tabiri caizse içine adam diksen adam çıkabilecek topraklarımız var. Çevremizde onca maden ocakları var, onca güneşten faydalanabileceğimiz alanlarımız var, onca rüzgar enerjisinden faydalanabileceğimiz yerler var. Çevremizde siyah elmas diye adlandırılan milyonlarca zeytin ağaçlarımız var. bakınız çok değerli dostlarım, geçen gün internette gezinirken gözüme bir çiftçinin bir meyve ağacına 9 türlü meyve aşısı yaptığını gördüm. İnanın saatlerce o projeyi izledim. Yani şunu söylemek istiyorum. Geliniz bu ülke bizim. Bu vatan bizim vatanımız. Bugün birlik ve beraberliğe her günden daha çok ihtiyacımız var. Birbirimizle ağız dalaşı yapacağımıza gelin plan, projelerimizi anlatalım. Mesela Ilbıra dağında milyonlarca deli zeytin ağacı var. Niye biz bu ağaçlara aşı yapıp da bu ülkenin ekonomisine kazandıramıyoruz. Mesela yöremizde kültür turizminin hala lafı yapılıyır. Neden Milas gibi bir kültür cenneti olan yerde kültür turizmi hala olduğu yerde sayıyor. Bir ara Sayın Milas Kaymakamım Dibekdere’ye gelmişti. Orada da söylemiştim. Milas’ta birçok fırsatlar var, gelin bu fırsatları değerlendirelim. Örneğin zurna kamışı, çeşitli zurnaların yapılabildiği bir atölye neden olmasın? Bütün bunları yapmak çok mu zor? Yanı sıra, yöremizdeki zeytin ağaçlarının çeşitlendirilmesi çok mu zor işler. Mesela Milasımıza bağlı bazı köylerin ovaları var. Hasanlar, Balcılar, Söğücükgibi… Bu yerlerde  muazzam organik tarım olabilir. Keza yöremizde  arıcılık da fevkalade… Neden bu tür işler için plan proje üretemiyoruz. Bütün bu söylemeye çalıştığım konular aslında şunu gösteriyor. Bu ülkede özellikle de siysetçilerimizin artık güzel konuşmak değil, güzel projelerle halkının huzuruna çıktığı gün… İşte o zaman bu millet ne patates ne soğan ne de patlıcan kuyruklarında beklemek zorunda kalmayacaktır. Bu duygu ve düşüncelerimle mübarek üç ayların inşallah başta güzel cennet vatanımızı ve de tüm İslam alemini ve insanlık alemini kapitalizmin esiri olmaktan kurtulduğu günlere biran önce kavuşabilme dileğimle,  hoşçakalın… Dostça kalın.. Bir sonraki yazımda bir sanatçının kendisini nasıl yenilediğini anlatacağım… Tabi ki kısmet olursa…


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık