• 02 February 2018, Friday 18:22
DursunGirgin

Dursun Girgin

Dert çok, derman yok!..

Dursun GİRGİN

Dostlarım merhaba …

Dert çok ama derman yok! Doğru söze ne denir?

Sevgili dostlarım, Milas bir kültür cenneti ama gelin görün ki, yıllardır hep söylüyoruz, bu güzellikler elimizden kayıp gitmeden önce kadrini-kıymetini bilelim diye …

Bir yerde eğer kültür ve kültür adamları gereken ilgiyi göremiyorlarsa oradan kültür de, kültür adamları da hicret ederler. Bunu ben söylemiyorum ...

Mesela, yıllar önce rahmetli Neşet Ertaş’ın Almanya’ya gitmesi, Türkiye’deki ilgisizliktendir. Zira bugün gidiniz İzmir’de, İstanbul’da milyonlarca müzisyen evlerinden, doğup büyüdükleri şehirlerden göç edip kültür kimlikleriyle karınlarını doyurmaya çalışmışlar ve en sonunda da yoksunluklar, düşkünlükler içinde hayata veda edip gitmişler. Oysa bizler ne istiyoruz? Muğla ilimizin nüfusu neredeyse bir milyonun üzerinde ve 13 ilçesi var. Yanı sıra Muğla yöresi Milas’ı, Bodrum’u, Marmaris’i, Datça, Köyceğiz, Fethiye’siyle bir turizm cennetidir. Herkesin ağzında bir sakız gibi çiğnenip durulan kültür turizminin ne anlama geldiğini dahi bugün birçoğumuz anlayabilmiş değiliz. Ve Dibekdere Köyü bugün Muğla yöresinde kültür turizmini yaşatabilecek en güzel köydür.

Mesela, şu merkezi Denizli’de bulunan Güney Ege Kalkınma Ajansı var. Buradan her yıl Denizli’ye, Aydın’a, Muğla’ya milyon liralar ödeniyor. Neymiş efendim bu projeden kültür turizmi için hizmet verebilecek kurumlara en az 100 bin lira yardım yapılacakmış! İyi güzel de 7’den 70’e, yaklaşık 300 seneden beri uğraş veren Dibekdere’den daha büyük kültür merkezi var mı ki? Bu yörenin milletvekilleri olsun, yerel yönetimleri olsun böyle bir varlıktan bizlere haber bile vermezler. Yıllardır birçok köşe yazılarımda Dibekdere’nin davul ve zurna kültürü konusunda artık bir marka olmaya ihtiyacı var ve bunun için de birçok kaynak var. Meselenin başlaması için yeter de artar bile…

Şu anda her türlü zurna kamışının yapımı, akordu yapılmış her türlü boy zurnanın Dibekdere eliyle pazarlanması yapılabilir. Bunun için birçok deneyimli ustalarımız var. Önemli olan zurnayı yapmak değildir. O zurnaları çalınabilir hale getirmek, en az zurna yapmak kadar önemlidir. İşte böyle bir kaynak da Dibekdere’de var.

Mesela ülkemizin her yöresinde çalınan her boy davulu da yapabilecek insanlarımız var.

Sözün özü şu ki, Dibekdere, davul ve zurna kültürüyle ilgili her türlü ihtiyacı temin edebilecek bir kültür merkezidir. İşte bunun için vargücümüzle her defasında altını çizerek anlatıyoruz. Geliniz bu insanları kültürel kimlikleriyle yaşayabilecekleri bir hale getirelim. Yoksa bu kültür, birçok yerde olduğu gibi yeni nesiller yetiştiremeyecektir. Sebebi de malum!

İşte bunun için diyorum ki, başta bu ilin bütün milletvekilleri, yerel yöneticileri, gelin bu milletin derdine bir çare bulun. Yoksa yarın çok geç kalınmış olacaktır. Benden söylemesi…

Üç ayrı yazımda da Dibekdere’nin yaklaşık 300 yıllık davul-zurna kültürünün çarelerini bir bir anlattım.

Bir daha bu konuları anlatabilir miyim bilemiyorum ama şu yazılıp çizilen yazılar öyle laf olsun diye yazılıp çizilmiyor.

İşte o kadar …


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık