Dursun Girgin

Dostlarım merhaba. Geçmişini bilmeyen geleceğini tayin edemez. Evet bugünkü çekilen zorlukların tek sorumlusu millettir. Olur mu canım sen de? Neden Millet olsun ki demeyin. Çünkü ne ana muhalefet görevini yaptı, ne de bu millet; ‘yeter artık’ diyebildi. Hala gökten taş yağsa, şükürler olsun, avlumun duvarını yapacağım diyecek kadar duyarsız ve bi o kadar da bilinçsiz.

Bu toplumun belki de dünyanın hiç bir yerinde ne eşi ne de benzeri vardır. Evet sonuçta  bu millet bu çileyi  ziyadesiyle hak etti. Evet pahalılık hat safhada. Daha da devam edecektir.  Daha 15-20 gün önce 30 TL olan zeytinyağı şimdi 50 TL. Daha dün 1.50 kuruş olan ekmek bugün 3 TL. Yani yüzde yüz zam değerli dostlarım. Iyi niyetli padişahın memleketine nur yağar, kötü niyetli padişahın da işte böyle yoksulluk, fakirlik yağar.

Isterseniz bir hikaye nakledeceğim sizlere. Bir gün padişahın biri dağa ava çıkar. Git gide bir Yörük çadırına misafir olurlar. Yörük Bey’i kızına ‘haydi kızım sıcacık bir süt pişir de padişahımıza ikram edelim’ der. Kızı da derhal süt sağmak için dışarı çıkar. Saatler sonunda elinde iki büyük kovayla kızın geldiğini gören padişah sorar, bu sütleri tek bir inek mi verdi? Evet der Yörük Bey’I, padişahın misafir olduğunu dahi unutur. Yörüğün ineğine göz diker. Sabah olunca da yörük kızı tekrar ineği sağmaya gidince de görür ki ineğin sütü kesilmiş. Hemen babasına bağırır: ‘Baba baba baksana ineğimizin sütü kesildi’ deyince de babası da ‘kızım iyi niyetli padişahların olduğu yerlere nur yağar, bereket yağar.  Kötü niyetli padişahların da olduğu yerde işte böyle ineklerin dahi sütü kesilir’ der. Işte dostlarım her ne kadar bu bir hikaye de olsa bugünkü yaşadığımız olaylarla birebir benzerlik var mı? Yok mu?

20 senedir satılmadık, savulmadık hiçbir şeyimiz kalmadı. Sonuç malum. Üreten bir millet olmaktan, tüketen bir millet haline geldik. Çiftçi öldü, işçi öldü, emeklilerimiz de sizlere ömür, ha öldü ha ölecek. Sonuçta Neşet Baba’ya Allah rahmet eylesin. Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir deyip geçeceğiz. Nereden nereye değil mi? Dünya tersine dönüyor, farkında mısınız? Temcit pilavı gibi 1975’li yılların kuyruklarını hatırlayanlar, o gün para vardı, mal yoktu. Şimdi mal var, para yok. Peki bu işin kolayı yok mu? Yani hem milletimizin cebinde parası olsun, hem de üreten bir Türkiye oldun. Mümkün değil mi? elbette mümkündür. Bir söz vardır at sahibine göre kişner. Bu ülkede herşey var hamd olsun. Verimli topraklarımız var mı? Var. Peki sayısız maden türlerimiz var mı? Var. Peki öyleyse neden hala bu millet fakir? Hala neden kandi yağımız, kendi tuzumuzla kavrulmuyoruz? Demek ki bir yerlerde yanlışlık var. Bu yanlışlık da hem millet, hem de bu ülkeyi yanlış yöneten siyasetçilerde.

Neyse Hz. İbrahim hikayesindeki karınca misali bu pahalılık yangınını benim iki satırlık yazımın söndürmeyeceğini ben de biliyorum ama  ben görevimi yapayım da gerisini de varın ey aziz milletim siz düşünün.

Haydi hoşçakalın, dostçakalın.