• 01 August 2025, Friday 9:42
DursunGirgin

Dursun Girgin

Gel de Sen Böyle Milliyetçilere Kızma

Dostlarım merhaba. 25 Temmuz Cuma ve 26 Temmuz Cumartesi günleri için, yaklaşık bir yıl öncesinden, bir düğün merasimi için anlaştık. Bilindiği gibi aşçısı, fotoğrafçısı, müzisyenleri... Düğün salonları için önceden anlaşmalar yapılır, gerekli izinler alınır ve bu iki günlük eğlenceli yemekli düğün için başta hısım, akraba, eş, dost davetiyeleri verilir.

İyi, güzel de her şey çok iyi gidiyordu. Hatta düğün sahibi, yani damadın babası, sanki bir tek oğlunun mürüvvetini görmek suçmuş gibi sıkıla sıkıla Cuma günkü eğlenceyi aniden beldenin yaklaşık Beyağaç’tan 3-4 km dışındaki dinlenme yerine taşımaları da, aniden orman yangınlarında şehit olan Beyağaçlı iki genç yavrumuzun ailesine ve yakınlarına saygısızlık olmasın diye, özellikle son derece itina göstermesine rağmen...

Denizli’den gelen bir sözde çakma milliyetçinin “Yeşil Beyağaç’a hiç yakışmadı” çıkışları ile başlayan paylaşımı yüzünden, cenaze evine dönen mutlu günlerini görünce çok üzüldüm.

Oysa duyarlı bir müzisyen olarak, Beyağaçlı değerli bir dostumla özellikle Cumartesi sabahı erkenden hem şehidin mezarını ziyaret ettim hem de acılı aileye bizzat başsağlığı dilemek için gittim. Zamanım olmadığı için iki cenazeden sadece Aşağı Sazaklı Mahallesi’ndeki cenaze evini ziyaret edebildim. Çünkü beni bekleyen yüzlerce misafir vardı. “Dursun Usta gelecek, hoşbeş edeceğiz.” diye.

Dedim ya dostlarım, bu çakma milliyetçiler yüzünden bu ülke öyle bir hale geldi ki sormayın. Sanki oğluna düğün dernek yapan aile, Beyağaç’tan ölen iki genç için hiç üzülmüyormuş gibi bir hava yaratılarak, şahitler üzerinden rant sağlamaya çalışılıyor. Bu tür zavallıları kınıyorum.

Hâlbuki ben olsam, “Yakışmadı, yakışmadı Yeşil Beyağaç.” cümlelerinin altına şunları yazardım: Allah korusun, yangınlar bir felaket, bir afet. Beyağaç gerçekten de yemyeşil ormanlarıyla, güzelim doğa güzellikleriyle güzel mi güzel bir yerleşim yeri.

Gel de gör; burada ani bir felakette kullanabilecek kaç yangın söndürücü uçak var? Kaç tane eğitimli ve bilinçli, orman yangınlarına müdahale edebilecek eleman var? Neden bütün bunları da yazamadın, ey çakma milliyetçi? Ne oldu, eline ne geçti? Taa Denizli Valisi’ne kadar kışkırtıp da güzelim ailenin mutluluğuna zehir kattın.

Değerli dostlarım, yangında ölen gençler de bizim, hain terörün son kurbanı olan 12 askerimiz de bizim evladımız. Neredeyse 50 dereceye varan sıcaklarda sözde eğitim yaparken ölen 2 genç yavrumuz da aşırı sıvı kaybından öldüğü doktor raporları ile sabit. Hele şu Bursa’da su tankerinin devrilmesi sonucu meydana gelen kazada ölen 3 şehidimize ne demeli?

Değerli dostlarım, şu birkaç haftada olan ve gerçekleşen olayların gerçek sorumluları kimlerdir? Bence derhal araştırma komisyonu kurulup iğneden ipliğe her şey sorgulanmalı. Hele hele şu orman içinden geçen yüksek gerilim enerji hatlarının bu ülkeye verdiği zarar... Boynuz kulağı geçti artık.

Demem o ki dostlar, bu ülkede sayısız ölümler oluyor. Yanı sıra da ateş düştüğü yeri yakar misali, düştüğü yeri yakıyor. Ama her şeye rağmen yaşam ve hayat devam ediyor. Bugün, her zamankinden çok, birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var.

Öyle ki,  bir delik dondan çıkar gibi çıkıp da sahte milliyetçilik duygularıyla insanlarımızın en mutlu günlerinde sırtlarına hançer saplamanın ne milliyetçilikle ne de vatanperverlikle hiçbir alakası yoktur.

Öyleyse gelin, Yeşil Beyağaç için yapılması gerekenleri konuşalım.
Mesela Beyağaç Belediyesi’ne acilen en az 10-15 yangın söndürücü itfaiye aracı, 3-5 helikopter alalım ki yarın çıkabilecek bir afete anında müdahale yapılabilsin.

Anladın mı çakma milliyetçi?

Haydi dostlarım, hoşça kalın, dostça kalın.

Sahi, ben kim miyim?
Dedesi Çanakkale’de şehit olmuş bir kültür dostu, zurnacı muhtar Dursun işte.

Telefon numaramı yazıyorum. Söyleyebileceğin bir söz varsa, telefonum her zaman dostlara açıktır. İşte telefon numaram: 0532 642 05 39.

Ben 78 yaşındayım. En az Beyağaç’a 40 seneden beri gelip giderim. Bugüne kadar ne elimden, ne dilimden, ne de sazımdan ve sözümden hiç kimse zarar görmemiştir. Bu da böylece biline.

Benim sözüm ne Vali’ye, ne Kaymakam’a, ne emniyet mensuplarına. Benim sözüm şu kendini bilmez çakma milliyetçileredir.

Haydi dostlarım, Türkçe lisan eyledikse af ola.

Not: Gel de böyle çakma milliyetçilerle, sen bu ülkede barıştan söz et.

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık