Dursun Girgin

Dostlarım merhaba… Ülkemizdeki demokrasi anlayışı ve uygulama biçimi hiç de hayra alamet değil. En son meclisteki kavga ve gürültüyü gördükten sonra içimden “Yazıklar olsun. Bu güzelim ülkeyi bu hale getirenlere” deyip uzun uzun düşündüm. Şu güzel sözleri tekrar tekrar yazarak sözlerime başlamak istiyorum. Evet dostlarım (Kula bela gelmez hak yazmadıkça, Hak bela yazmaz kul azmadıkça.) Eh ne diyelim? Böyle başa böyle tarak gerek deyip, demokrasinin rafa kaldırıldığı bir ülkede bu olup bitenler az bile. Evet bu ülkeye laf canbazları değil, adam gibi yarınları görebilecek, beceri ve projeleri ile, yumruğu ile değil kalemi ile konuşabilecek gerçek dostlara ihtiyacımız vardı. Gerilimden değil, barış ve sevgiden yana olan, beyni çalışan, dünyaca saygınlık görmüş dostlara ihticamız vardı. Üretimler ve kaynaklar sınırlı diyenlere değil, kaynaklar sınırsız diyenlere ihtiyacımzı vardı. ABD’nin ve de AB’liğinin çıkarlarını ön planla alanlara değil, milletin çıkarlarını ön plana alanlara ihtiyacımız vardı. Ülkemizin 100 yıllık birikimlerini satıp, savanlara değil de fabrika yapan, fabrika kuranlara ihtiyacımız vardı. Velhasıl insanları ötekileştirenelere değil de herkese kucak açana, yüreği insan sevgisiyle dolup taşan insanlara ihtiyacımız vardı. Evet dostlarım yaşım 72, birçok siyaset adamlarını gördüm ama bu günkü ülkemin içine düşürülmüş gerginlik kadar kötü bir zamanı hiç görmedim. Gelelim şimdi şu milletin çarşı pazardaki acınacak haline. Gün Cumartesi, Selimiye Pazarı’na gittim. Bir kilo kuzu 90 TL, bir kilo balık 35 TL. Hey Allahım ne günlere kaldık. Eskisi gibi öyle 3,5 kiloluk kıyma ile şöyle çoluk çocuğumuzu toplayıp, ağız tadıyla bir mangal yakamaz olalı yıllar oldu. Ey vekiller memlekette herşey ama herşey ateş pahası. Millet sizlerden o kutsal meclis çatısı altında yumruk yumruğa döğüşmenize değil, bu milletin derdine care bulun diye beklerken, sizlerin böyle sorumsuzca davranmanızı doğru bulmuyorum. Yazıktır. Şu mültecilerin halinden hiç mi ibret almıyorsunuz? Be zavallı insanlar, bu ülkede mazallah bir iç savaş çıkarsa bu milletten aldığınız o oyların hesabını Yüce Allah’a nasıl vereceksiniz? Ister sağcı olun, ister solcu olun hiç fark etmez. Ne yapmaya çalışıyorsunuz? Bu cennet vatanı tıpkı Suriye gibi, tıpkı Irak gibi mi yapmak istiyorsunuz? Lütfen ben bir sade vatandaş olarak eğer ülkemi yönetenleri bu kadarcık da sorup, sorgulayamayacaksam, o halde bu ülkede demokrasi hepten rafa kaldırılmış demektir. Demem o ki, zararın neresinden dönseniz kardır. Bu duygu ve düşüncelerimle diyorum ki; rüzgar eken, fırtına biçer. Lütfen, sevginin açamayacağı hiçbir kapı yoktur. Savaşın en güzelinden barışın en kötüsü daha güzeldir. Bilmem anlatabildim mi? Anlayana sivri sinek sazdır, anlamayanlara davul zurna bile azdır. Haydi dostlarım hoşçakalın. Dostçakalın. Bir dost tavsiyesi daha sizlere dostlarım: Sözleri acı olur ama meyvesi baldan da tatlı olur.