• 29 March 2019, Friday 15:35
DursunGirgin

Dursun Girgin

İŞTE BİR SANATÇININ BAŞARI DOLU YAŞAMI

Dostlarım merhaba…

Bir önceki köşe yazımda ‘siyasetçi ve de sanatçı devamlı üretmek zorundadır’ demiştik. Benim doğup büyüdüğüm köyüm olan Dibekdere’yi  bundan 50 yıl önceki haliyle her yönden ekonomik, kültürel ve de sosyal yönlerini bugün 60-70 yaşında olupta Dibekdere’ye 50 yıl önce 40 yıl önce gelipte görenler çok iyi bilirler ki, Dibekdere’nin ne suyu, ne elektriği, ne okulu, ne camisi, ne de şöyle rahatça geçilebilecek yolları vardı. 13 yıllık muhtarlık dönemimde yaptıklarımı eğer bir kitap halinde yayınlayacak olursam inanın herkes şaşar kalır.

Niye mi? Bu köyün köy sandığında hiçbir kuruş dahi geliri olmadığı halde, onca hizmeti yapabilmek çok da kolay değildi. Hele hele o 1946 yılında çıkarılmış olan köy kanununa rağmen onca hizmeti yapabilmek gerçekten de mucize demektir. Şimdiyse salla başını al maaşını zamanı geldi. Demek istediğim dostlarım, sadece muhtarlık hizmetleri için mi başarılı olduk. Hayır dostlar hayır… Bakınız eskiden Dibekdere’de iki tane zurnacı bir araya gelipte aynı şarkıyı aynı türküyü çift zurnayla çalamazken bugün 10 zurnacı, 10 davulcu aynı şarkıyı beraberce 20 kişilik bir davul-zurna orkestrası halinde beraberce meşk yapabiliyorlar. Peki bu işin sırrı neydi… Tabi bütün bunları şunun için söylüyorum… Şunun için yazıp çiziyorum. Insanoğlu gerçekten de çok unutkan; bütün bu olup biten güzellikler istiyorum ki kayıt altına alınsın. Unutanlar tekrar hatırlasın.. İşte bu amaçla bir çok köşe yazılarımda Dibekdere’yi anlattım… Neler neler yaptığımızı anlattım. Elbette  bütün bu güzellikler kendiliğinden olup bitmedi. Eğer bugün Dibakdere’nin sanatta, sosyal yaşamında, kültürel kimliğinde bir gelişme, bir yenilik olduysa, ki oldu, daha da olacak; bütün bu işler için birilerinin bu yolda önderlik etmesi, plan ve projeler üretmesi gerekirdi. Ve bu güzelliği de Yüce Rabbim bana nasip eyledi. Şimdi Dibekdere’yi ve Dibekdereli’yi bekleyen güzel işlerimiz, çok güzel projelerimiz var. Mesela Dibekdere’nin bir kültür merkezi haline getirilmesi gerekir. Bunun için de Milas Belediyemiz ve Büyükşehir Belediyemizin el birliği yaparak Dibekdere’yi bir kültür turizmi köyü haline getirmelerini istiyorum. Bu sayede de bu köyde birçok gencimize iş, aş kapıları açılmış olacaktır. Peki Dibekdereliler kültür konusunda, özellikle de müzik kültürü konusunda bir çok taleplere cevap verebilecek hale gelmiştir. Örneğin; zurna çeşitlerinin yapımından tutun da, pazarlamasına kadar, keza zurna kamışı, çocuk davulu ve davul çeşitlerinin yapımı, tamiri gibi birçok zurna- davul imalatı konusunun yanı sıra, zurnacılığın usta –çırak ilişkisi ile eğitiminin verilmesi dahil, çevre illerimizdeki üniversitelerimizin konservatuar bölümlerinde müzik eğitimi gören yavrularımız son sınıfa geldiklerinde, bu gençlere  Dibekdere’de ikişer üçer ay staj gibi eğitim verilmesi dahil, birçok plan ve projemiz var. Yeter ki devlet kaynak yok demesin.. Bu söylediğim sözler öyle laf olsun diye söylenmiş sözler değildir. Bir zamanlar ben kent konseyinde zurna davul festivalinden söz ettiğimde ‘hadi canım sen de… Zurna davulunda festivali mi olurmuş’ diyenler, bugün aynı sözleri söyleyebilirler mi? Demek ki oluyormuş. Keşke bu güzelliği zamanında Milasımız sahiplenebilseydi. Neyse, ‘geç olsun güç olmasın’ ata sözümüzle bugünki köşe yazıma son vermeden önce Milasımızda o kadar çok kaynak var ki… Yeter ki bizlere sahip çıkılsın. Hepimizin bir amacı var, ardımızda hayırlı  işler bırakabilmek… Haydi dostlarım hoşçakalın… Dostça kalın…

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık