• 24 October 2018, Wednesday 18:45
DursunGirgin

Dursun Girgin

SAĞ SALİM BİR SEZON DAHA ATLATTIK ŞÜKÜR

Dostlarım merhaba.. Malum biz Dibekdereli Zurnacılar Davulcuları olarak yılın belirli aylarında başlayarak, beş altı ay gibi devam eden düğün derneklerde insanlarımızı mutlu etmeye çalışırız ve bu esnada yılın geri kalan 6-7 aylık sezonunda yağımızı, unumuzu, odunumuzu, kömürümüzü temin etmeye çalışırız. Tabiî ki kış sezonunda yine de tek tük düğünler dernekler olur, ancak örneğin, her yılın nisan ayında başlayan düğün sezonları Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim’e kadar yoğun olur. Tabiî ki bu ayların bir ayını saymazsak geriye 6 ay kalır. İşte bu 6 aylık sezonda şairin dediği gibi, “ben ne elbiseler gördüm içinde insan yok, ben ne insanlar gördüm üzerinde elbisesi yok” dediği gibi, iyisini de kötüsünü de görürüz.

İşte Dibekdereli’leri de adam gibi adam yapan bu gurbetçilik değil mi? Dostlarım, dedim ya, ta 300- 400 km’ lik yollara gidip geldik günü birlik. Şükürler olsun ki müzisyen arkadaşlarımızla sağ salim bu sezonu da atlattık sayılır. Darısı 2019’a. Artık sağ olanlar inşallah ömürleri oldukça, sağlıkları sıhhatleri yerinde oldukça, bu yaşam daha uzun yıllar sürüp gidecektik.

Değerli dostlarım, her ne kadar siyasi konulara değinmek istemesek de aslında siyaset yaşamımızın bir parçası; onun için bazı gördüklerimizi duyduklarımızı da tüm dostlarla paylaşalım istedim. 19- 20 Ekim tarihinde Ula ilçemizin şirin bir köyü olan Kızılyaka’daydım.

Buradan Marmaris’in Bayır Köyü’ne gelin alayına gittik. Aman Allah’ım o ne biçim bir düğün salonu, şaşıp kaldım. Kendi kendime, yahu şu dağın başında böylesine çok amaçlı bir düğün salonu, doğrusu gıpta ettim. Acaba neden bizim oralarda böyle güzel bir hizmet yapılmaz diye de doğrusu kıskandım. Eh ne de olsa içimizde şu Dibekdere sevdası var ya, işte ister istemez de olsa ben bu tür hizmetleri görünce, doğrusu imreniyorum. Hayal ya bu, hani ‘bizim Dibekdere’ye şöyle güzel bir kültür merkezi yapılamaz mı acaba?’ diye diye kendi kendimi yiyip bitiriyorum.

Sevgili dostlarım, geçen gün İzmir’in Konak ilçesinden, bizlere emsal bir vatandaş geldi. Adam ne dese beğenirsiniz?: ‘Yahu dostum, sizin buralarda, özellikle Dibekdere’de ben hiçbir hizmet göremedim! Neden şu araziyi devlet istimlak edip de şu köyün merkezine güzel bir park, güzel bir kültür binası yapmıyor?’ der demez, hemen sözünü kestim. ‘Yapma be kardeşim kırk yıllık yarama tuz bastın’ deyip başladık söze. Sohbette o bana ‘Abi’ diye hitap ediyordu hep. Dedim ki ‘Sen kaç doğumlusun?’ Dedi ki ‘1947 doğumluyum.’ ‘O zaman sen benden bir yaş büyüksün. Ben bu köyün eski muhtarıyım. Ömrümü hep bu köyün geleceği için harcadım. Bu senin anlatmaya çalıştığın konular aslında benim 40-50 yıllık hayalimdir. İnşallah bir gün gelir de bu garibin sözlerini ciddiye alacak yöneticilerimiz çıkar.’ dedim ve konuyu kapattık.

Evet dostlarım, bizler Türkiye’nin muhtelif yerlerine gidip geliyoruz ve her gidip geldiğimiz yerlerde çeşitli dostlar kazanıyoruz. Bu dostlarımızın çoğu da bizleri ziyarete geliyorlar. Yani bu köye Anyalı’sı da Konyalı’sı da gelip gidiyor böyle. Bir köyün nasıl olması gerektiğini varın da siz karar verin.

Neyse, şimdilik kış uykusuna gireceğiz. Gerçi ben ömrüm boyunca hep insanlara faydalı olmak için çalıştım. Yani kışın da boş durmam. En azından sanatımla ilgili bir şeyler yapmak için çalışırım. Keşke herkes de böyle olabilse, yani üzerine düşen görevin bilincinde olabilse. Haydi dostlarım şimdilik hoşca kalın, dostca kalın. Ha bu arada tüm Belediye Başkan Aday Adayı olan dostlarıma da başarılar diliyorum.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık