Dursun Girgin

Dostlarım merhaba. Bence her evde mutlaka bir okur yazar, eli kalem tutan kadın veya erkek vardır. Geliniz bu günleri ölümsüzleştirme adına hepimiz kaleme alalım. Bakarsınız yarın birgün bütün bu olumsuzlukları unutuverirsin. Elbette herkesin bir derdi bir sorunu vardır. Eğer geçmiş zamanlarda eli kalem tutanlar ülkelerinde olup bitenleri yazmamış olsalardı bugün tarih diye birşey olmazdı. Nihayet bugün birçok bilgileri dünyadan göçüp gitmiş yazarlarımızın, çizerlerimizin ve de tarihe kayıt düşenlerin kitaplarında okuyoruz. Onun için siyasi görüşün ne olursa olsun sen bugünkü hükümete methiyeler yazabilirsin. Bense yapılanları beğenmem, eleştirebilirim. Ancak ‘zaman en güzel ilaçtır’ diyen bilge adamlarımızın sözleri elbette kimin haklı, kimin haksız olduğunu gösterecektir. Tıpkı Hz. Ali Efendimizle bir dinsizin şu konuşmalarında olduğu gibi: “Birgün Hz. Ali Efendimiz’e birkafir sataşır ve derki;

-Ya Ali sen ahirete inanıyor musun? Ben inanmıyorum der.

Bu sözler üzere Hz. Ali Efendimiz, kafire kızıp, öfkelenmek veya kötü sözler söylemek yerine şöyle der;

-Bak dostum sen ölenleri görüyor musun?

Kafir Evet der.

-Farz et ki şu an ikimiz de öldük. Eğer senin düşüncelerine göre aşağıda sorgu sual cennet  cehennem yoksa nasıl olsa benim bir zararım olmayacak. Peki ya cennet cehennem sorgu sual varsa ki, var. o zaman senin haline ne olacak? Zaten ben şu anda Allah’ın bütün nimetlerini yiyip içiyorum. Sadece  haram olanlar hariç. Peki ya sen ne yapıyorsun? Herşeyi yiyip içiyorsun. Ne haramı ne de helali seçiyorsun. Senin halin ne olacak, o hesap gününde? Kafir gayet mantıklı bir şekilde anlatılan bu sözler karşısında imana gelip Müslüman olur.”

Değerli dostlarım hani bir söz vardır; ‘yalan söyleyen tarih utansın’ derler. O halde birçok olayların arap saçı gibi birbirine karıştığı günümüzde gel de şu bir türlü geçmek bilmeyen, tükenmek bilmeyen günlük olaylara senin de karınca kaderince bir katkın olsun. Evinde boşu boşuna geçen kötü günlerini şöyle aklı selim bir kafayla kaleme al. En azından şu dünyada yanmakta olan Nemrut Ateşi’ni( Nemrud’un İbrahim Peygamberi yakmak için oluşturduğu dev alevler) söndürmek için ağzında bir damla su götüren karınca  misali ol. Gelecek nesiller en azından benim atalarım bizim için neler yapmış diye baktığı zaman elinde küçük de olsa bir mumla çevresini aydınlatan bir ışık görebilsin. Işte bunun için yazıyor Muhtar Dursun. Işte bunun için mücadele veriyor.

Değerli dostlarım ömrüm hep güzeli aramakla geçti. Işte bu nedenle futbol takımı tutar gibi siyaset  tutmam. Doğruya doğru, eğriye eğri demekle geçti 73 yılım bugün çok şükür araştırmakla ehli beytin ne olduğunu öğrendim. Hoşgeldin ATATÜRK Kitapçığı sayesinde ATATÜRK’ün o bitmeyen vatan sevgisini gördüm. Milli ekonomi kitapçığı sayesinde güzel vatanımın yıllardır başta ABD ve Avrupa denen ülkelerce nasıl da sömürüldüğünü gördüm. Allah elbete ki herşeye kadirdir. Birgün gelecek ehli beyt sevgisinin ATATÜRK Vatandır Milli Ekonomi Modeli Kitapçığı’nın aslında sedece Türkiye’yi kurtarmak için oluşturulmuş bir fikir, düşünce olmayıp, bu modelin bütün dünya insanlığının kurtuluşu için yazılıp, çizilip, kaleme alınmış bir model olduğu, artık tüm dünya ekonomistlerinden onay aldığını artık dünya Kabul etmiştir. Nasıl ki virüsün aşısı bulunduysa dünyayı asırlardır sömüren kapitalist sistemin de artık can çekiştiği günler gelmiştir. Tabi bu gerçeği hala göremeyenlere şunu söylemek isterim; güneş balçıkla asla sıvanmaz.

Değerli dostlarım bu güzel İslam’ı herkes Kabul etmiş mi ki? ama öyle bir zaman gelecek ki Yüce Rabbim nurunu tamamlayacaktır. Ister sen Kabul et, istersen etme. Güzel keyfin bilir.

Haydi dostlarım hoşçakalın, dostçakalın.