• 18 March 2022, Friday 9:06
DursunGirgin

Dursun Girgin

Öfkemi kalemimden alıyorum

Dostlarım merhaba. Kültürümü yozlaştıranlara, buğdayımın ekilip biçilmesine engel olanlara karşı duyduğum öfkeyi kalemimden alıyorum. Bu ülkede herşey var ancak bir şeye hasretiz. Adam gibi siyaset yapacak siyasetçilere. Dostlarım ben yeri geldi yereli, yeri geldi geneli hep eleştirdim. Ancak güzel olan, güzel yapılan işler için de hep alkışladım.

Mesâla taa Zurna-Zen’den başlayalım söze. Ben taa rahmetli Orhan Çakır’ın belediye başkanlığından önceleri de Muğla Kültür Şenliklerinde çoklu davul-zurna ekipleriyle şenliklere katıldım. Bu çalışmalarımızı Orhan Çakır’ın belediye başkanı olduğu dönemlerde daha da yoğunlaştırdık. 6 zurna 6 davulla belki de Türkiye’de ilk defa mahalli sanatçı olarak kültür şenliklerine katılan kişi, benim nezaretimde yetişen ve çoğunluğu da kendi evlatlarımdan oluşan bir davul-zurna ekibi kurduk. Bunu da halkımız nezdinde her gittiği yerde ses getirmesi, birilerinin dikkatini çekmiş olmalı ki, önceleri zurna-davul yarışması olarak önümüze konulan projeye benim bir kültür dostu olarak sıcak bakmamam sonucu sanki Muhtar Dursun’dan intikam alır gibi yapılan sözde Zurna-Zen şenliklerinin sonucunu hepimiz gördük.

Yani büyük bir kültür yozlaşması olduğunu her yerde söyledim. Yine de söylüyorum inşallah bu yıl Dibekdere’de ilk defa yapacağımız zurna-davul festivali nasıl olurmuş? Herkes Dibekdere’nin 250-300 yıllık kültürel kimliğini görecektir. Yani yerli buğday nasılmış, tarla domatesi ile sera domatesinin tadını bu millete tattıracağız. Bunun için Dibekdere’de yeterinden fazla zurnacı ve davulcu zaten hep vardı. Bugün de var.

Dedim ya dostlar, öfkemi hep kalemimden aldım. Hatta Milas Kent Konseyi’ne üye olduğum günlerde hep söylerdim. Gelin şu kültür diyarı Milas’ta dünyada olmayan bir zurna-davul festivali yapalım diye. Ne yazık ki dinleyen olmadı. Demek ki bu ülkede kendini beğenmişlik bir hasetlik haline gelmiş. Bakasanıza şu ülkenin haline. Çarşı-pazar ateş pahası. Konya Ovası, Söke Ovası, Trakya Ovaları’nda adam diksen adam çıkardı. Ama gel gör ki inadım inat yüzünden buğdayı, mısırı, soyayı, patatesi, soğanı, hatta hatta sapı samanı dahi ithal eder hale getirdiler. Ne yani bu ülkede buğday, arpa, yulaf, ay çiçek yağı, zeytin yağı yok mu da hep mithal ettik. Işte dostlar söylenecek o kadar çok söz var ama ceremeye verecek param yok.

Değerli dostlarım tamamen yerli zurnacı ve davulcularımızdan oluşan, baharın gelişiyle güzel bir yerli davul zurna festivali göreceksiniz. Dedim ya dostlarım öfkemi hep kalemimden aldım. Baksanıza şu son günlerde bizleri canları pahasına korumaya çalışan hekimlerimizin haklı serzenişlerine karşı, ılımlı bir ifadeyle hoş karşılanması gerekirken, takınılan sert tavırları nefretle kınıyorum. Ne yani yerli zurnacılarımız varken taa Çin’den bile zurnacı getirdik. Yerli zurnacıya 1 TL verdiyse, yabancıya 5-10 katı verildi. Keza yerli buğdaya 3 lira verildiyse, yabancı buğdaya, arapaya, soyaya 5 katı verildi. Şimdi de yerli doktorlarımızdan esirgediğimiz üç kuruşu yabancı hekimlere 3 katını vererek, yabancı hekim mi ithal edeceğiz? Ey siyasetçiler artık aklınızı başınıza alın. Herşey var ama bu herşeyin değerini bilecek siyasetçiler yok ne yazık ki! Bize de bu kötü gidişatları yazarak, çizerek dile getirmek kalıyor. Umarım bir gün gelir de bu ülkede kültür adamının da, çiftçinin de, hekinlerimizin de kıymaetini bilen siyasetçiler gelir.

Gelecek köşe yazımda Neyzenle yabancı müzisyenin bir konserindeki hatıralarını yazacağım. Inşallah. Haydi dostlarım hoçakalın, dostçakalın.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık