• 06 September 2019, Friday 16:39
DursunGirgin

Dursun Girgin

ÇAMELİ KAZASI VE BİR KÜLTÜR DOSTU

Dostlarım merhaba. Bir ilçe ve bir kültür dostu… İşte bu ikisinden yola çıkarak bir şeyler anlatmak istiyorum. Yöremizdeki siyasetçilere ve de bu ülkenin – eğer varsa – Kültür Bakanı’na bir şeyler söylemek istiyorum.

Adı: Hayri Dev. Çameli’nin bir dağ köyünde yetişmiş, üç telli bağlamanın yanında, çam ağacından kendi buluşu olan, sipsi sesine benzer bir ses çıkaran çam düdüğü ile ün kazanan bu dostumu ben, şöhret olmazdan da çok iyi tanıyordum. Çünkü, Çameli’ne daha önceleri de birçok düğüne gitmiştim.

Bu şahısı, bir Fransız alıp, Fransa’ya götürür, orada konserler verdirir. Adı bir anda dünyada duyulur. Şakaman konuşmalarıyla oradan oraya habire koşturur durur, ömrünün sonuna kadar bu zat, Çameli yöresinde düğün ve derneklerde, bir nevi geçimini sağlamak amacıyla, düğün çalgıcılığı yapardı. Neyse, “Ah arka! Vah arka!” dememişler tevekkeli. Hele hele arkanda bir Avrupa ülkesi varsa, “Yandı keten helvası” deme; keyfine gitsin. Çok kısa sürede Türkiye’deki o iki yüzlü medyanın da katkılarıyla, bir anda şöhret olan Hayri Dev Hocam’a Allah rahmet eylesin. Zaten ömrünün son demlerini yaşıyordu. “Hızlı yaşa, genç öl” sözü, maalesef Hayri Dev için geçerli değildi. Neden? Çünkü,  rahmetli Kemal Sunal’ın (Cennet mekanı olsun), “Bu yaştan sonra gelecek şöhretin parasıyla ancak tuvalet yapılabilir” dediği gibi; Hayri Dev Hocamız da o çok geç gelen şöhretle fazla faaliyetlerde bulunamadan vefat etti. Ama,  şimdi Çameli’nde onun adına bir kültür merkezi yaptılar ve heykelini diktiler. Keşke bu ülkedeki tüm siyasiler ve Kültür Bakanı, bu ülkenin şu anda hayatta olan kültür adamlarına sağlıklarında sahip çıkabilseler de o insanlara şöyle adam gibi bir yaşama hakkı verebilseler. Bu ülkede Kültür Bakanı var; ama gel gör ki; kültür adamlarına bakan bir Kültür Bakanı ne duydum ne de gördüm.

Merak etme sen Muhtar Dursun’um, bir gün Allah geçinden ve de iman ile göç eylemeyi nasip eylesin, sen göçüp gittin mi, protokol gereği belki senin de heykelini dikerler… Eh! Bu da her halde Türk usulü kültür anlayışı olsa gerek. İşte bugün esasen konuşulması gereken konuların en başında geleni, ne Zurna Zen Festivali ne de şuyu buyu… En başta yapılması gereken ne, biliyor musunuz? Dibekdere Köyü’ne acilen bir kültür merkezi yapılması. Bu köyde 250 – 300 seneden beri gelip geçmiş bütün zurnacıların, tüm davulcuların özgeçmişleriyle resimlerinin yer aldığı bir küçücük Zurna – Davul Müzesi’nin yanı sıra, çok acilen bu köyde her türlü zurnanın imal edileceği bir tornanın bulunması, artık bu köyün davul ve zurna kültürüne sahip çıkılması zamanı geldi de geçti bile.

Bu konuya devam edeceğim. Şimdilik hoşça kalın, dostça kalın.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık