• 22 September 2021, Wednesday 11:47
DursunGirgin

Dursun Girgin

NE UMDUK NE BULDUK

Dostlarım merhaba, 9 Eylül günü Zurna Zen Festivali’nin son ayağı güzel Milas’ımıza yapıldı ama Milas’a layık bir Zurna Zen Festivali izleyemedik. Özellikle de ben bir zurna üstadı olarak Milas’taki Zurna Şenliği’nden hiç hoşlanmadım. Keşke hiç görmemiş olsaydım. Peki nedir benim bu isyanlarımın sebebi? Dostlarım gönül isterdi ki Milas’ta farklı bir zurna festivali izleyelim, çünkü Milas farklı bir kent; zurnanın ocağı, o nedenle Milas’a yaraşır bir zurna şenliğinin olması hepimizi memnun ederdi. Mesela Milas’ta bugün en az 400-500 kişi zurna - davul kültürüyle uğraşıyor, o nedenle Milas’ımızın diğer ilçelerimizden çok fazla özellikleri vardır. Sadece davul zurna mı? Hayır dostlar, hayır. Ta Osmanlı Dönemi’nden beri Milas’ımızın bağrında ne büyük sanatçılar yetişti biliyor musunuz? Avni Duygulu, hem bestekar hem müzisyen, Foto Amca’lar, Makbule Kaya’lar, Dursun Salkım’lar, Nazmi Yükselen’ler, Cavit İyidil’ler, Arnavutoğlu Kemal’ler… Kusuruma bakmayın, isimlerini tek tek yazıp çizmeye kalksak sayfalar dolusu sazcısı, sözcüsü, zurnacısı, davulcusu say say bitmez. Böylesine zengin müzik kültürünün yaşandığı bir ilçede sıradan bir zurna zen şenliği bence hiç mi hiç yakışmadı. Peki ne olmalıydı? Bir kere bu konuları sayın sanat yönetmenimiz Ünal Yörük’le festival kararı alınmadan çok önce uzun uzun konuştuk. Tavsiyelerimiz oldu, mesela istedik ki, miniklerden oluşan küçük çocuklara ilk olarak sahne verelim, ardından herkesin çok iyi bildiği ve tanıdığı Dibekdereli ustaların neredeyse 20 seneden beri 6 zurna ve 6 davulla yaptıkları ve de izleyenleri hayran bıraktıkları çok güzel bir ekibimiz var. Neden her yıl bu ekibi sahnelere çıkarmıyorlar? Her yıl bazı kişilere devamlı sahneler verilirken neden Muğla’nın ve Milas’ın öz evlatlarından bu sahneler esirgeniyor? Belki de şunu diyebilirler: En çok zurnacı Dibekdere’den katıldı. Ne dersin sayın başkan, elbette teşekkür ederim. Özde güzel, uygulama biçimi yanlış mesela. Muğla’da sahne alan Milas’ta almıyor, fakat millet 18’i yerli 4’ü yabancı 22 zurnacıyı görmek işitiyor. Muğla’sı, Marmaris’i, Datça’sı ve Milas’ı. Bu uygulama bence çok yanlıştı. Neyse bana hoş gelen, başkalarına hoş gelmeyebilir, ancak hani derler ya zaman en güzel ilaçtır, öyle bir zaman gelecek ki her geçen gün güzelim zurna kültürünün içi boşaltılacak. Bir kere şunu peşinen söylemek zorundayım: dünyada zurna kültüründe dem zurna bilinmezken Dibekdere’de 250-300 yıldan beri dem zurna vardır ve bugün dünya Dibekdere’ye özenirken bizim farklı farklı içi boş, kulağa hiç mi hiç hoş gelmeyen zurnaları dinlemeleri için güzelim kültür cenneti Muğla’mızı Milas’ımızı zorlamanın hiç mi hiç alemi de yok, yeri de yok. Ancak elbette ki  uluslararası düzeyde herkes kendi yöresini, kendi öz kültürünü böyle sahnelerde dile getirmesi en doğal hakkıdır. Bizleri üzen birçok nedenlerin başında gelen ilk konu bazı kişilerin; Zurna Şen Festivali’nin sanki olmazsa olmazı gibi gösterilmesi, ikincisi de her yıl Dibekdere’nin Zurna Şen Festivalleri’nde özüne uygun şekilde sahne almaları. Örneğin dem zurna gibi. Şimdi gelelim bazı yanlış yorumlara. Tüm dünyada kültür, insanların ortak değeridir ve hiç kimsenin tekelinde değildir, olamaz da. Patent denen nesne nedir bilemem, bana gerek TRT gerekse onlarca üniversitelerimiz “Dursun Amca niye sen şu bilinmeyen zeybekleri ilk dile getiren kişi olarak bu zeybeklerin patentini almıyorsun?” dedikleri zaman, benim cevabım hep şu olmuştur: Bu zeybekler 250-300 yıldan beri bu yörelerde çalınır durur, eğer ben uyanıklık yapıp da bu işin patentini alırsam, onlarca üstadımıza karşı ayıp olmaz mı? Evet, dostlar. Bu benim şahsi düşüncemdir. Ne yani şimdi ben kalkıp da Türkiye’nin herhangi bir yerinde davul zurna festivali yapacak olsam illa da Muğla’dan izin mi almam gerekir? Ki onlar bu işin patentini alırlarken ta 2002’li yıllarda kurulmuş bir dernek vardı, üstelik birçok yerlerde zurna davul festivalinden devamlı bahis açan bir zurna ustası vardı. Acaba bu patenti verenlerin hiç mi aklına gelmedi Milas yöresi Zurnacılar Davulcular Derneğini danışmak? Dedik ya dostlar, benim ne patente ihtiyacım var ne de reklama. Ben sahnelere çıkmasam da olur. Benim patentimi her gittiğim yerde beni can kulağı ile dinleyen değerli halkımız veriyor, bilmem anlatabiliyor muyum. Gelecek köşe yazılarımda halkımızın istediği zurna nasıl olacak, bunları tek tek anlatacağım çünkü halkın dertlerini varsa sevinçlerini sazıyla sözüyle dile getiren tek adam zurnacı muhtar Dursun. Ne zaman ölürse işte o zaman bu kalemler susar. Umarım Dibekdereli genç zurnacılar muhtar Dursun’u iyi tanırlar. Hadi dostlar, hoşça kalın ama dostça kalın.           


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık