• 12 October 2021, Tuesday 10:42
DursunGirgin

Dursun Girgin

Dibekdere’yi anlamak da anlatmak da zordur

Dostları merhaba. Dibekdere’yi ve Dibekdere’deki cevheri anlamak da anlatmak da zordur. Tıpkı Neşet Ertaş’ı nasıl hakkıyla anamıyor ve de anlatamıyorsak, Dibekdere’yi de anlayamadığımız için bir çok hatalar yapılıyor. Mesela Neşat Ertaş’ı anma gecesine hep gittik. O’nun yaptığı dostlukları, kardeşlikleri, gösterdiği sevgi selinden hepimiz birşey anlamaya ve de anlatmaya çalıştık. Ama kelimeler aciz kaldı, kalemler cılız kaldı, Neşet Ertaş’ı anlatmaya veya anlamaya.

Mesela bir bozlak çalındı orada, ‘ağlama garip anam’ diye… Sadece o bozlak için dahi sayfalar dolusu yazılar yazılsa, saatlerce anlatmaya kalsak, yine de anlatamayız. Bırakınız Neşat Ertaş’ı anlamayı veya anlatmayı. Sadece O’nun türküleriyle büyümüş, O’nun bozlaklarıyla yeri gelmiş kendi ağlamış, yeri gelmiş izleyenlerini ağlatmış bir garip zurnacı Muhtar Dursun’u dahi bugün anlayamıdıkları ve de anlatamadıkları için…

Dibekdere’nin zerlerine merhem olacak bir zurna festivalini bile 2013 yılından beri gerçekleştiremediğimiz için. Ne yazık ki hala ipe un sermeye devam ediyoruz. Be kardeşlerim! Kültür dostlarında kin kibir olmaz. Alçak gönüllülük esastır. Festivallerden bir anımı anlatmak istiyorum.

Malum bir defacık sahneye çıkardılar beni. Benim şartlarım vardı. Dedim ki ben sahneye dem zurnasız çıkmam, kendi yavrularımla ve de kendi davulcularımla sahneye çıkarım dedim. Sağolsunlar kabul ettiler. Ancak bazı zurnacılara verilen maddi destek o günkü şartlarda bana verilmedi. Ben de o verilen parayı yanımdaki çocuklara dağıttım. Peki neden? Işte bunları ne zaman çözdüler, işte o zaman Dibekdere’yi ve Dibekdereli’yi anlamış olurlar. Tabi o gün de ben hayatta olursam, tıpkı Neşat Baba’nın dediği gibi değerli dostlarım.

Kısaca ben de şu Neşat Ertaş’ı Anma Gecesi’nden söz edeceğim. Kısaca ifade etmem gerekirse tüm katılımcı dostlarım hepsi de harikaydı. Hele şu Kırşehir’den gelen dostarımız ayrı bir alemdiler. Dostlar bu ülkenin sazına sözüne sahip çıkmak elbetteki ilk başta siyasilerin görevidir. Bir şartla. Kültür ağacının meyvelerini yemek herkes gibi siyasilerin de hakkıdır. Ancak dalını, budağını kırmamak şartıyla. Tabi bu güne kadar neler anlattıksa, ne tür reaksiyonlar gösterdikse, sırf o güzelim kültür ağaçlarını koruyup, kollamak içindir.  Eğer bugün Neşat Ertaş’ın Muharrem Ertaş’ın ve Çekiç Alilerin hala izinden giden bir Kırşehir varsa, başta yörenin siyasilerinin çabasıyladır. Bu gün de Milas’ta bişeyler anlatıyoruz… sazcısıyla, sözcüsüyle, davuluyla zurnasıyla Milas olarak biz de varız diyoruz. Yeter ki bizlere sahip çıksınlar. Ben bu geceyi hayata geçirebilmek için gece gündüz çalısıp, çabalayan başta Turgut Taş’a Türk Sanat Musikisi Derneği’ne ve de Milas  Belediye Başkanımız Muhammet Tokat’a teşekkür ederim. Geliniz bu etkinliklere sahip çıkalım. Örneğin geliniz kıyı sahillerimizin ev sahipliğinde Güllük veya Ören’de bir zurna davul çalıştayı düzenleyelim. Bu projeye bir sponsor bulalım. Dibekdere’deki yetenekli davulcu ve zurnacıların sayılarını çoğaltalım. Bu yetenekli gençlerimizi 2022 Zurna Zen Festivali’ne hazırlayalım. Bu gençleri yetiştirmek için dışarıdan ne bir zurna hocasına ne de davulcu hocasına gerek var. yani biz bize yeteriz de artarız bile. Bu güne kadar yetiştirdiğimiz zurnacılar da davulcular da bunun canlı örnekleridir.

Haydi dotslarım hoşçakalın, dostçaklın.

Gelecek köşe yazımda zurnacılara sesleneceğim.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık