• 14 September 2020, Monday 9:36
DursunGirgin

Dursun Girgin

Oldu da bitti maşallah

Dostlarım merhaba. Şu son günlerde olup bitenleri anlayabilmek için insanın kahin olması gerekiyor. Değerli dostlarım malumunuz düğün ve derneklerin başlamasıyla bitmesi arasındaki fark o kadar az ki, oldu da bitti maşallah, yakında bu yasaklar da kalkar inşallah deyip sözlerime başlamak istiyorum.

 Geçen Cuma günü birçok müzisyen arkadaşlarım basın açıklaması yapmışlar. Amaç; seslerinin duyulmasını istiyorlar. Eh haksız değilller.  Turizm harıl harıl çalışıyor. Herşey tıkır tıkır işliyor. Iş dönüp dolaşıp da düğün dernekler sayesinde kültürel değerlerini, örf adetlerini yaşatmaya çalışan Anadolu insanımın düğün ve derneklerine bir anda yasak geliyor. Peki bu yasaklardan kimler etkileniyor. Bakınız aşçı, kameracılar, düğün salonları, takı malzemesi satan sarraf esnafı, müzisyenleri, say sayabildiğin kadar. Hani derler ya düğün evinin ekmeği ile sokak köpekleri bile doymaz. Oysa bu ülkede herşey ve de her doğru yanlış anlatılmış ki bu millet hala neyin iyi, neyin yanlış olduğunu bir türlü anlayamıyor. Mesela her düğün ve de dernekte en çok dikkat ettiğim konu garibanların o salonda yemek yiyip yemedikleridir. Tabiki sokak kedi ve de köpekleri dahil.

Değerli dostlar sevgili Peygamberimizin ‘Ben fakirlerin olmadığı bir sofrada oturup da yemek yiyemem’ sözlerini kendilerine şiar edinen benim yöremin güzel insanlarına her düğünde, her dernekte kontrol ederim de, özellikle düğün sahipleri  sokaktan gelip geçen her garibanı çağırırlar. Kimisi orada yer yemeğini, kimisi de evine götürür. Böylesine güzel gelenek ve de göreneklere sahip olan bu güzel insanların geleneklerine göreneklerine özellikle de böyle bir zamanda yavrularının mürivetlerini görmelerini niye çok gördüler acaba?

Öbür tarafta turizme ve de AVM’lere verilen haklar neden benim Anadolu insanımdan esirgendi acaba? Bu işin bir yönü, öbür yönü çok daha acı tabi. Mesela binlerce müzisyeni, aşçısı, bekçisi, düğün salonlarının sahipleri, düğün dernek sahiplerinden yüzlerce ön kapora aldılar. Şimdi bu paraları geriye de veremiyorlar. Peki dünyada kul hakkı denen birşey var. Ey yöneticiler! Bütün bu işlerin sorumlusu sizlersiniz. Yani sıra şimdi sıkı durum sadece Dibekdere’de 70 takım zurnacı davulcu var. her takım en az 5 kişiden oluşur. 5x70= 350 kişi aç kaldı.  Bu insanlar 250-300 yıldır hep kültürel kimlikleri sayesinde yiyip, içip koskoca bir belde haline gelmiş. 350-400 hanelik bir kültür köyü var karşımızda. Düğünler dernekler bu insanların ekmek kapılarıydı, fabrikalarıydı.

 Ey devleti yönetenler! Sağcısıyla solcusuyla hepinize soruyorum. Derhal bu insanlara 6 ay boyunca işsizlik maaşı ödeyin. Yoksa bu insanlar çok perişan olacaklardır. Gerçi her söz gibi bir yanlış daha var. O da aç mezarı yokmuş. Durun bekleyin. Bu insanlar yakında açlıktan ölmezlerse eğer, bravo. Demem o ki değerli dostlar, amaç eğer bu ülkenin temel taşı olan çok güzel kültürel değerlerimizi bir bahane ile tıpkı Cumhuriyet değerlerimiz olan 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim gibi ulusal bayramlarımızı yok etmeye çalışan gizli ellerin, bu kültürel değerlerimize uzanmasından korkuyorum. Elbette ki önce sağlık gerekli. Ancak unutulmaması gereken bir konu da şu ki sağlıklı olabilmek için de yemek gerek, ekmek gerek. Yani para para para. Yoksa paran, olursun sonunda maskara.

Inşallah bu kararları alanlar bu meselenin maddi durumunu da ele almışlardır. Sürçü lisan eyledikse af ola. Amacımız şu fani dünyada biri yer, öbürü bakar kıyamet de bundan kopar demek olmaz inşallah.

Haydi dostlarım hoçakalın, dostçakalın.

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık