• 19 December 2019, Thursday 8:13
DursunGirgin

Dursun Girgin

SADECE SARIÇAY MI ÖLÜYOR?

Dostlarım, merhaba. Bizde güzel bir atasözü vardır. ‘Uyan da Sarıçay’a balığa gidelim’. Çok eskiden Sarıçay’ın suyunu lakır lakır içerdik ve Sarıçay’da Yılanbalığı, büyük Sazan Balığı, Kaya Çipuraları ve Kefal ile bir de Çay Balığı dediğimiz çok lezzetli bir balık türü vardı. Yıllar önce deselerdi ki, ‘Bir gün gelecek Sarıçay etrafına zehir saçacak’, asla inanmazdım. Böyle bir şeye yetkililerimiz asla izin vermezler diye düşünürdüm.
Bakınız, şu cennet vatanımızı kendi ellerimizle ne hallere getirdik. Bugün bir Kanal İstanbul sevdası aldı başını gidiyor. Evet, dostlarım bence bu proje İstanbul için hayırlı mı yoksa tıpkı Sarıçay gibi bir felaket mi getirir? Geliniz bunu en güzeli 16 milyon İstanbulluya soralım ve bir referandum yapılsın. Kanal İstanbul projesi için önceden tüm medya önünde açık seçik tartışılsın, sonra da bu proje için halkoyuna gidilsin. İstanbul’un geleceğine bırakın da yine İstanbullular karar versin. Olmaz mı?
Evet dostlarım. Zaten bugüne kadar hangi karar için halkımıza gittik ki? Rahmetli Kemal Sunal’ın ‘En iyisi emmim bilir’ dediği gibi, bugüne kadar ülkemizin en stratejik konumda olan elektriği, Telekom, fabrikaları hatta en değerli toprakları hep satılıp savuldu. Millete hiç soran oldu mu peki? Hayır. Irak’ı Amerikan askeri işgal etti ve Türkiye buna göz yumdu veya onay verdi. Peki, millete hiç soruldu mu? Ülkemizin en değerli madenleri dış güçlere hep peşkeş çekildi. Peki, millete sordular mı? Hayır, hayır, hayır.
Bakınız ey yüce milletim; Filistinli çocuklar bugün atalarının mezarlarını ziyaret edince Fatiha yerine, Yasin yerine lanet okuyor. Peki neden? Çünkü o çöl dedikleri topraklara tıpkı bugünkü gibi yok pahasına satıp savdılar. Sonra da o toprakları satın alan Yahudiler öyle bir hale getirdiler ki, artık atı alan Üsküdar’ı geçmişti.
İşte Sarıçay örneği karşımızda. Lütfen hiç kimse şu satırlarımı eğip, bükmeden içinde eğer zerre kadar vatan sevgisi olanlar varsa lütfen şu güzel ülkemizin kadrini ve kıymetini bilelim. Yeter artık. O üç kuruşluk ABD’nin boyalı kâğıdına kanıp da güzelim vatanımızı kendi ellerimizle yakıp yıkmayalım ve uyanalım. Artık yeter. Bu ülkeye ne ABD’den ne AB’den, ne NATO’dan, ne de Rusya ve Çin’den asla fayda gelmez. Türk’ün en iyi dostu yine Türkiye’dir.
Bu ülkenin yer altı ve de yer üstü kaynakları, bu millete yeter de artar bile. Yeter ki bizler her şeye evet demeyelim. Mesela Sarıçay yeniden ıslah edilemez mi? Pekala da, sorulabilir. 
Bakın ey sağcılar, ey solcular, ey sözde milliyetçiler; gelin artık aklınızı başınıza alın. Yarın eğer Filistinli çocuklar gibi mezarınızın başında lanet okutturmak istemiyorsanız o halde güzel olan her projenizi ben de alkışlarım. Ama sırf ABD’nin ve de NATO’nun hoşuna gitsin diye güzelim ülkemizi cehenneme çevirmeyelim. Ben bir müzisyenim ama şunu çok iyi biliyorum ki ‘acele eden ecele gider’. Yani enine boyuna tartışılmadan, her yanlışa ‘emrin olur’ demek bence çok büyük bir gaflettir. Evet, gelin ey iktidar, ey muhalefet; bu Kanal İstanbul projesinin bu ülkeye getirisi ne olacak ve götürüsü ne olacak? Neden biz bu işi ehil olanlara bırakmıyoruz da yangından mal kaçırır gibi aceleci kararlar veriyoruz. Lütfen, ben bu ülkenin bir ferdi olarak diyorum ki, ‘domuz derisinden post, ABD’den de dost olmaz.’ Sırf ABD Amerika değil, ne ABD, ne AB, ne Rusya, ne Çin, ne İngiliz. Bize ancak bizden fayda olur. Bilmem anlatabildim mi? Haydi dostlarım, hoşça kalın demeden Sarıçay’dan girdik, İstanbul’dan çıktık. Haydi, hayırlısı olsun, hoşça kalın, dostça kalın.
 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık