• 13 September 2019, Friday 17:25
DursunGirgin

Dursun Girgin

ZURNAYI SEVDİRELİM -1

Dostlarım merhaba. Geçmiş köşe yazılarımdan da alıntı yaparak, kültür sohbetlerime devam etmek istiyorum. Sevgili Dostlarım, Bildiğiniz gibi, eylül ayının 2’sinde Milas’ımızda başlayıp, 5’inde Fethiye’de Beşkaza meydanında sonra eren Zurnazen Festivali için o kadar çok söz var ki söylenecek, sormayın. Fakat, ben yine işin olumlu yönlerine değinerek, yarın daha güzellere ulaşmak amacıyla, hem yapıcı ve yol gösterici olacağım hem de zurnanın daha da sevdirilmesi amacıyla, çok değerli yöneticilerimize pek çok tavsiyelerimiz olacak.

Değerli Dostlarım, müzik adına zurnanın bazı özelliklerinden bahis açarak bugünkü köşe yazıma başlamak istiyorum. Hele hele sözü edilen zurna ‘kaba zurna’ olursa, söyleyecek ve dahi anlatacağımız o kadar çok mesele var ki… Sizler, okuyucu ve de kültür dostu olan güzel hemşerilerim, en iyisi mi dinlemede kalın ki; yıllardır kültür adına bağırıp çağırıp duran bu garibin ne kadar da haklı olduğunu varın sizler yani kamu adına karar verin. Hemen arz edeyim; kaba zurna dendi mi hemen acı fren yapın ve önce sağa, sonra sola, tekrar sağa ve sola güzelce bakın, ondan sonra yola devam edin. Ta ki yolunuz Milas’ımızın şirin mi şirin bir köyü olan zurnacılar davulcular diyarı Dibekdere’ye varıncaya dek  ve şöyle küçücük  bir mahalle gezintisi yapın. Duyduğunuz o güzelim zurna nağmelerine inanın şaşırırsınız. İşte öyle bir köyde usta-çırak ilişkisiyle yetişmiş olan o birbirinden güzel gencecik zurna çalan, davul ritmi atan gençleri görünce, inanın herkesin zurnacı ve de davulcu olası geliyor içinden. İşte böyledir benim kaba zurnam. Öyle ki, kaba zurnayla bizler, yani işin ehli olan çok değerli yavrularım, bozlak çalar, barak çalar, uzun hava, Türk halk müziği, Türk sanat müziği, arabesk, pop müziği aklınıza ne gelebiliyorsa şarkı türkü adına hepsini de icra ederler. Hele hele o güzelim yöresel zeybeklerimizin icrasının kaba zurnayla, tadı da lezzeti de bir başka olur. Uzun lafın kıssası; artık Muğla’da halkımız zurna çeşitlerinin birçoğunu gördüler. Hani güzel bir reklam vardı ya; Sayın Seyirciler, görüyorsunuz; anlatmaya gerek yok, dediği gibi… Milas’ımızdaki yapılan o güzelim zurna kortejindeki o güzel heyecanı inanın ne Muğla’da ne Marmaris’te ne de Menteşe’de yakalayabilirdik. Nedeni de şuydu; zurnanın şevki kendi ekibiyle çalındığı zaman çok daha farklı olur. İşte Zurnazen Festivali’nde eksik olan budur. Bu yörede bizler, ta Erman Şahin’in belediye başkanlığından beri güzel Muğla’mızın bütün kültür şenliklerinde 6 zurna, 6 davulla başlayan o farklılığı gözlerim hâlâ arıyor ve bütün bu güzelliklerin bir ispatı olarak da sanırım Zurnazen Festivali’ndeki Dibekdere farkını herkes görmüştür.

Değerli Dostlarım, kaba zurnanın zevki çok farklıdır. Hele hele o güzelim bozlakların ve dahi zurna taksimlerinin farkı hemen belli olur. Bir de Veysel gibi, Lüleburgazlı Küçük Hasan gibi kaba zurnayı ustalıkla kullanan kişiler oldu mu, değme keyfine… Bu yıl ilk defa sahne alan Selimiye Mahallemizde ikamet eden Zurna Ustası Hakan Karaca’ya çok teşekkür ediyorum. Ellerine ve de ağızlarına sağlık. Demem o ki; artık bundan sonraki yapılacak Zurnazen Şenlikleri için öncelikle Dibekdere’deki, varlığını onca zorluğa rağmen devam ettirmeye çalıştığımız Milas Yöresi Davulcular Zurnacılar Derneği’nin fikirlerinin ve tavsiyelerinin alınması halinde, inanın festival daha renkli ve daha güzel olacaktır. Bu konuyu gelecek köşe yazımda devam edeceğim.

Şimdilik hoşçakalın, dostça kalın.                                                                                                       


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık