• 22 January 2018, Monday 18:30
DursunGirgin

Dursun Girgin

Koş kardeşim koş! Ucuz siyasetlerimiz var!..

Dursun GİRGİN

Dostlarım merhaba…

Hiç dikkat ettiniz mi şu meşhur siyasetçilerimize? Milletin gündeminde ne var, onların gündeminde ne var? Dedikodudan, sen-ben tartışmalarından bıktık artık! Ülkemizin onca meselelerini hiç dile getiren var mı? Bir Bahçeli var, artık neredeyse bitti bitecek! Onun için, sağlam bir dala tutunmak istiyor. Bir AKP var, o da önüne geleni elinde bir boya fırçası, ha bire boyuyor da boyuyor. Bir Ana muhalefetimiz var onun da diğerlerinden tek farkı, halkın dilinden konuşuyor olması, ancak onu da Maşallah şu bir hafta içinde izlediğimiz CHP kongreleri batırıyor! Eh geriye ne kaldı ki? İyi Parti… Onun da ne bir planı var ne de bir projesi… Yani Bahçeli’den tokatı yiyen yeni partide soluğu alıyor.

Bu ülkede tarım, hayvancılık, esnaf, işçi, memur ölmüş kimin umurunda? En ufak bir eleştiriye dahi tahammülü olmayan insanları gördükçe inanın tüylerim ürperiyor.

Yahu be kardeşim neden aramazsın, neden araştırmazsın da körü körüne hem kendini, hem de gelecek kuşakların tüm geleceğini öldürürsün!

Bakınız, şu 2002’den beri bu cennet vatanın haline, bir zamanın haşa evliyası olarak da takdim edilen Fettullah Gülen, sözde hocalıktan FETÖ’cülüğe terfi etti. Zamanın PKK’sı şimdi binbir isimler altında faaliyet yürütür oldu. Dün, daha dün dış ülkelere hayvan ihraç eden bir ülke, bugün et-ot-kuru fasülye-mercimek-nohut-tütün-pamuk ithal eder hale geldi. Peki bütün bu olumsuzlukları kim yaptı bu ülkede? Hükümet yok mu bu ülkede? Siyasetçiler yok mu? Neden yanlışa yanlış demezler? Peki ya halkımız, göz göre göre yıllardır yanlışlara yanlış demeyen siyasetçilere nasıl oluyor da oy vererek, tekrar tekrar söz sahibi yapıyorlar. Doğrusu ben bu ülkenin gidişatını hiç beğenmiyorum. Hele ki doğruyu söyleyenlerin dokuz köyden kovulduğu böyle bir zamanda ne o Cuma’dan Cuma’ya yapılan dualar bu milletin derdine deva olur, ne de en demokratik haklarını dahi arayıp sormaktan, Akrep’ten korkar gibi ‘Aman bana değmeyen yılan bin yaşasın’ düşüncesiyle yıllardır sesini-soluğunu çıkarmayan bu vatanın gerçek sahibi olması gereken benim işçim, benim emeklim, benim çifti kardeşimin, benim esnaf kardeşimin yüzü gülecektir.

Peki çare nedir diyenlere tek bir sözüm var; Çare ne biliyor musunuz? Cennet gibi bir vatanımız var Hamdolsun… Bu ülkenin onca tarım alanları var, hep nadasa bırakılıyor, neden? Çünkü çiftçi ekiyor-biçiyor ama pazarı yok. İşte narenciyemiz, işte domatesimiz yıllardır tek bir Rusya’nın eline mahkûm edilmiş vaziyette… Peki neden?

Görünen köy kılavuz istemez misali, her şeyi tüketmeye çalışıyoruz. Ürettiklerimizin de astarı yüzünden pahalı ve bu nedenle üreticimiz üretemez olmuş. Siyasetçilerimiz sağ olsun, bundan sonra çarşı-pazara dalıp da ‘gel kardeş gel… Burada ucuz siyaset var’ diye bağırırlarsa hiç şaşırmayın! Zaten şu anda yapılanlar da bundan farksız değil…

Sonuç ne olur diyenlere el cevap: 2017’yi arayacaksınız. Benden söylemesi…

Hoşça kalın, dostça kalın….


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık