• 29 June 2022, Wednesday 9:21
DursunGirgin

Dursun Girgin

Dostlar zor günde belli olur

Dostlarım merhaba. Kırık dökük de olsa içimizde hala kültür sevgisi var. İnsanlık sevgisi var. Doğa sevgisi var. Hala ilerleyen yaşıma rağmen güzelim cennet vatanıma sevgim, saygım öylesine devam ediyor ki, ne hayatın acımasız nedenleri ne de siyasilerin kısır çekişmeleri beni bir türlü yıldıramıyor. Çünkü ben bir kültür dostuyum. Allah rahmet eylesin Neşat Ertaş’a, Aşık Veysel’e, Hacı Taşan’a, Muharem Ertaş’a. Dertlerini, var olan şikayetlerini sazına dökmüş, sözlerine dökmüş. Bir Muhtar Dursun çıkmış Dibekdere’den taa 1970’lerden bu yana hem sazıyla, hem sözleriyle, hem de yazılarıyla tüm insanlığa bir şey vermeye çalışıyor. Zaman zaman da elbette her canlı gibi bizler de dünyanın birçok acı gerçeklerinden muzdarip olup, mum misali etrafımıza ışık olmaya çalışıyoruz. Malumunuzdur mum etrafına ışık saçar, aydınlatır. Ama sonuçta kendi eriyip, biter. İşte Muhtar Dursun yıllardır hayat yolunda gördüğü gerçekleri hep dile getirir ki bundan da insanlarımız kısmen de olsa bir hisse alabilsin diye. Tabi kulağı olup da duyabilenler, gözü olup da gerçekleri görebilenler, kalbi olup da doğruyu anlayabilenler bu ülkede hala ve de var olmaya kıyamete kadar devam edecektir. Bu cümleden hareketle bu hafta Salı günü yani 14 Haziran’da yıllardır merhabalaştığım bir dostum vardı Çine’den. Allah rahmet eylesin babasının ölümü nedeniyle, evlendiği halde düğün-dernek yapamamışlar. Babasının cep telefonunda benim numaram yıllardır kayıtlıydı. Zurnacı Dursun diye. Bundan 5-6 ay önce annesi beni aradı. Bir baktım Çineli Köfteci Mehmet. Hemen alo dedim aman Allahım o ağlamaların sızlamaların haddi hesabı yok. “Dursun Abi ben Köfteci Mehmet’in eşiyim. Eşim vefat etti. Pandemi nedeniyle, sen bizleri çok arayıp hal hatır sordun. Ama biz seni yeterince arayamadık. Malum hastalık nedeniyle. Şimdi de senden hem eşimin vasiyeti, hem de oğlumun bir günlük davul-zurna ile gelin alma merasimimiz var. 14 Haziran’da seni görmek istiyoruz.” Dediler. Uzun lafın kısası çekip gittim. Hem ziyaret, hem ticaret hesabı. Ne de iyi etmişim. 1977 yılından beri görmediğim dostlarımı görüp hasret giderdik. Bütün bunları niye anlatıyorum? Hani derler ya yediğin içtiğin senin olsun, sen bana yaşadığın güzellikleri anlat. İşte o misal. 14 Haziran günü yarım elma gönül alma misali dostlarımla o güzel günlerinde, mutlu günlerinde yanlarında olmak beni o kadar çok duygulandırdı ki sormayın. Orada hem Leylim Ley’i hem Kardeşlik Türküsü’nü, hem Türkiyemi çalıverdim. İnsanların mutluluğu yüzlerinden okunuyordu. Bu da şunu gösteriyordu, artık millet, halk ‘yeter artık’ diyordu.

Karagöz- Hacivat tartışmasından bıktık. Kadın-erkek, yaşlı-genç hem Leylim Ley’le hem Kardeşlik Türküsü’nde hem de Türkiyem’de el ele oynadılar, güle oynaya gelin alma törenimizi bitirdik. Onca zorluklara rağmen. Evet dostlarım sizler de siyasilerin kısır çekişmelerinden uzak şöyle eş dostunuzun düğününde şöyle gönlünüzce eğlenin olur mu? Siz siz olun kalbinizin sesini dinleyin ne olur? Ben hep öyle yapıyorum onca hayatın acımasızlığına rağmen; hala ayakta durmayı, hala hayata olan saygınlığımı, doğaya, insanlığa ve tüm mahlukata olan saygımı korumaya çalışıyorum.

Evime birkaç ay önce yaralı bir köpek eniği gelmişti. Sağ olsun, ortanca oğlum Yunus Milas Belediyesi’nin veteriner bölümünü aramış, evimizden o hayvanı alıp, götürüp, tedavi etmişler. Milas Belediyemize canı gönülden teşekkür ediyorum. Evet dostlarım her canlının şu fani dünyada yaşamaya hakkı var. Bu yaşama hakkımızı zorlaştırmayın. Lütfen kolaylaştırın. Siyaset ve siyasetçiler bunun için vardır. Unutmayın. Hosçakalın, dostçakalın.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık