• 28 May 2021, Friday 9:49
DursunGirgin

Dursun Girgin

Çarşı pazarda millet bakıp geçiyor

Dostlarım merhaba. Doğruları konuşmanın zamanı ve zemini olamaz. Bakınız yüce dinimizin emirlerine: ‘Eğer bir kötülük görürsen onu elinle düzelt. Buna gücün yetmezse dilinle düzelt. Buna da gücün yetmezse en son olarak o kötülüğü yapanlara kalbinle buğuz et’ buyuruyor.  Peki buna kaç müslüman uyuyor Allah aşkına? Hala bu ülkede ben milliyetçiyim diye geçinenlerin yüzde 90’ı ABD’siz asla olmaz diyor. Hem de bunu söyleyenler akıllıyım diye geçinenler. Kardeşim bu ülkeye ABD’nin 83 yıldır ne faydası oldu? Bana söyler misiniz? ABD bu ülkenin kalkınması için uçak fabrikası mı yapıverdi? Bu ülkeye tank fabrikası mı yapıverdi? Şöyle gözle görülür, elle tutulur bir faydasını göster misiniz bana? 83 yıldır ABD bu milletin kanını emdi be adam! Giriyor camiye Allahım en büyük sensin, ancak sana kulluk eder ancak senden yardım dilerim diyor ve   camiden çıkar çıkmaz da ABD’siz olmaz diyor. Hatta öyle ileirİye gidiyor ki ABD’ye haşa tapıyor. Işte bu ülkeyi böyle tipler idare ettiği için 83 seneden beri bu ülkede İngiliz’i, İsrail’I, ABD’si, Avrupa Birliği ülkeleri sanki Tükiye’yi gizlice işgal etmişlerdi. Bizim haberimiz yok. Tarikatlara bakıyorsun ABD, İsrail ve  İngilizlerle kol kola, hatta İngiliz Kraliyet Ailesi’nin toplantısına Türkiye’den tek bir gazete çağrılıyor ve bu gazeteninin de birçok yazarının tavırlarına bakın hep ATATÜRK’ü kötülemektir. Peki bunca bunca hainin bunca vatan düşmanının bulunduğu bu ülkede iç barış, huzur, kalkınma olur mu? Asla. Evet bütün bunlar sözde müslümanlık adına yapılmaktadır. Durum böyle olunca da ABD hayranlığı, Avrupa hayranlığı tavan yapıyor.

Sonuçta da ülkeyi yönetenler ABD’ye, İsrail’e, İngilizlere, Avrupa’ya taviz üstüne taviz veriyorlar. Bu ülkede tütün yasaklanıyor ama tütün mamüllleri hala tüketiliyor, pamuk öyle. Pancar üretimi neredeyse yok denecek duruma getirildi. Çünkü şeker fabrikaları satıldı ama bu millet hala şeker üretiyor. Çiftçimiz harçtan borçtan üretemez hale getirildi. Sağolsun siyaseçilerimiz her şeyimizi ithalat yoluyla karşılıyorlar. Hem de karşılığında Türk Parası değil de Dolar Euro veya Sterlin ödeyerek. Peki Türk çiftçisi ne yapıyor? Tarlasını nadasa bırakıyor. Sonuçta da üretemeyen ama herşeyi tüketen bir millet meydana getirdiler 20 senede. Oysa bu ülkede her çeşit mahsulde, her çeşit meyvede, her çeşit küçükbaş ve büyükbaş hayvan da yetiştirilebilir. Buna rağmen ne acıdır ki ülkemiz ekemez, biçemez bir hale getirildi. Sırf Avrupa’nın çiftçisini memnun edebilme adına. Amaç ne? Avrupa Birliği’ne gireceğiz ya. Yahu allah aşkına bu kadar sorumsuz bir siyaset olur mu? Sonuçta bakınız güzelim ülkemiz ne hallere getirildi. Insanlarımızın satın alma gücü her geçen gün düşüyor. Yoksullluk. Açlık, sefalet aldı başını gidiyor. Bütün bu kötülüklerin sonucu olarak  allah korusun ahlaksızlıklar, hırsızlıklar ve akla hayale gelmeyen kötülükler aldı başını gidiyor. Ama siyasi iktidara göre herşey güllük gülistanlık.

Peki gerçekten de öyle mi? hayır dostlar hayır. Fakirlik, yoksulluk sarayın kapısından içeri giremiyor ki. Adamlar görebilsin. Bu millet zaten etin balığın adını zor duyuyor.  Bir de sağolsun bazı dünyayı geziyorum diyenlerin programlarında kuzu çevirmesini görüyoruz. Ya yemesek de olur. Tıpkı İncili Çavuş’un hikayesi gibi. Padişah İncili Çavuş’a ceza verir. Bunu alın karlı tipili bir günde şöyle cebel bir dağa götürün. Kolları ardında bir çam ağacına bağlayın ki orada soğuktan ölsün diyor. Sonuçta alıyor askerler İncili Çavuş’u gözden ırak bir yere götürüp, çam ağacına kol ardı bağlayıp gidiyorlar. Neyse 3-5 gün sonra da hadi bu adam ölmüştür artık deyip, cenazesini almaya gidiyorlar. İncili Çavuş’u diri diri buluyorlar. Allah Allah nasıl olur da hala hayatta kalabildin diyorlar. İncili Çavuş da akşamı bekleyin sırrımı söyleyeceğim diyor. Neyse akşam oluyor. Sonuçta her yer karanlık olunca  çok uzaklarda bir Yörük çadırı görülür. Çadırda her akşam meydan ateşi yakılırmış. İncili Çavuş askerlere karşıdaki ateşi gösterir ve  der ki bu ateşi gördünüz mü? Işte ben her akşam gözlerimle bu ateşte ısınarak sağ kaldım der. Bu milet eti kasapta, balığı da balıkhanede görerek, gözünden etten, ottan gıdasını alabilir mi? onu da zaman gösterecek. Haydi dostlarım hoçakalın, dostçakalın. Anlayana sivri sinek saz, anlamayanlara da davul zurna bile az.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık