• 16 February 2018, Friday 18:57
DursunGirgin

Dursun Girgin

ABD ve İsrail bize hiçbir zaman dost olmamıştır ki!..

Dursun GİRGİN

Dostlarım merhaba …

Ta 1990’lı yıllarda ‘çekiç güç’ denen bir meret gelip ülkemize çekiçle bir terör belasını çaktı. Halâ onu sökmek için var gücümüzle uğraş veriyoruz. Şimdi yol gösterelim desek, hemen hainlik damgası vurulur mu?… Bu ülkenin evlatlarına ABD ve İsrail hiçbir zaman dost olmamıştır ki!... ABD her zaman Türkiye’nin yeraltı ve yerüstü zenginliklerini sömüre sömüre öyle bir hale geldi ki, tıpkı bir Obez hastasına ne kadar yemek verirseniz verin doymak bilmezse, ABD de o hale geldi.

Şimdi, birileri gibi fazlaca demagojiye girmeden, Anadolu lisanıyla ABD’ye bir çift sözüm var. Ey ABD! Bu millet eğer bir uyanacak olursa senin ipliğini bir anda pazara çıkarır. Nasıl mı? Tabii ki ekonomik yönden… Peki nasıl olacak? Bir kere şu Merkez Bankası’na ABD Doları koyup da karşılığında TL basma işinden derhal vazgeçilmeli… Yani bu milleti başta basınımız olmak üzere bütün siyasetçilerimiz bilerek veya bilmeyerek kandırıyorlar. Neymiş efendim, karşılıksız para basarsak devalüasyon olurmuş! Dolaylı yönden enflasyon azarmış! Hoppala!..

Dostlarım, kısmen de olsa şu milli ekonomi modelinden bahsedeceğim. Şu anda biz ABD’nin parasını ya faiz ödeyerek satın alıyoruz ya da birçok madenlerimizi rehin göstererek borç alıyoruz. Peki ama neden kendi milli paramızı basamıyoruz? Farz edelim ki şu yıllık Milli Hasıla dediğimiz tüm yıllık gelirimiz, 3 katrilyon lira, yani bir yılda 3 katrilyonluk yiyecek-içecek, maden varlıklarımız ve sanayi üretimimiz oldu. Bu üretimin bir kısmı ihraç olacak, bir kısmı da iç tüketimimizde kullanılacak. Yani bu 3 katrilyonluk üretimimizin farz edelim ki 1,5 katrilyonluk kısmı içeride tüketilecek. Onun için bu milletin yeni arabalar alması, çarşı-pazarda bol bol alışveriş yapması gerekir. Yani içeride 1,5 katrilyonluk bir nakit paranın dönmesi gerekir ki bu ülkede huzur olsun. ABD’nin de canına böylelikle ot tıkanmış olsun. Peki bugüne kadar durum böyle mi oldu? Maalesef kaynaklar sınırlı, tüketim sınırsız denildi…

Böyle bir yaklaşım da ABD’nin dünya üzerindeki sömürü düzeninin adıydı… Oysa biz diyoruz ki, kaynaklar sınırsız, tüketim sınırlı, yani ABD’nin ekonomik politikasının tam tersi… İşte o zaman ABD’nin dünya üzerindeki baskıcı/emperyalist politikası son bulacak ve böylelikle ülkemizdeki mevcut ekonomik politika bir anda değişecektir. Yani bir yandan çok üreteceğiz, öbür taraftan da çok tüketeceğiz. Tıpkı emme-basma tulumba misali… Oysa bugün Türkiye’de tam tersi…

Örneğin bir yılda 3 trilyonluk mal üretiyoruz ama karşılığında iç piyasada 200-300 milyarlık bir nakit para dönüyor. Yani ortada para yok, çarşıda-pazarda her şey var ama nakit para olmayınca veya insanlarımızın satın alma gücü yeterli olmadığı için maalesef iç piyasalarda bir daralma söz konusu oluyor.

Başta sözde ekonomistler olmak üzere, lütfen Sayın Prof. Dr. Haydar Baş’ın “Milli Ekonomi” modelini bir okuyun. Ha, bunları şimdi söylemek eğer suçsa ben bu vatanın bir evladı olarak, hem de bir ilkokul mezunu olarak eğer ABD’nin bu ülkenin yıllardan beri hiçbir zaman dostu olmadığını görebiliyorsam, içimizdeki tüm aydınlara sesleniyorum; geliniz Mustafa Kemal Atatürk, bu Cumhuriyeti ilk kurduğunda ne yaptıysa, siz de aynısını yapın ki, bu ülkenin insanları artık varlık içinde yokluk çekmekten kurtulsun.

Bu ülkede herşeyi üretebilecek yavrularımız var. Yeter ki biz bu yavrularımıza imkan verelim.

Güzel ülkemizin, güzel Mehmetçiğini Yüce Rabbim mahcup etmesin.

Şehitlerimize rahmet, Gazilerimize acil şifalar versin.

Hoşça kalın, dostça kalın …


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık