• 26 October 2018, Friday 19:02
DursunGirgin

Dursun Girgin

YAZMAK KADAR OKUMAKTA ÖNEMLİ

Dostlarım merhaba, düğün ve derneklerin sona ermesi sonucu, bir nevi bütün müzisyen arkadaşlarıma geçmiş olsun mahiyetindeki köşe yazımı, yayınlanması için her zaman ki gibi Önder Gazetesi’ne 22 Ekim sabahı uğradım. Coşkun hocam, bir nevi bana ikaz eder gibi, “okuyucularımızın bir çoğu senin köşe yazılarını merak ediyor” deyince, ben de nasıl olsa bundan sonra boş zamanlarımız çok olur, inşallah en azından haftada bir defacıkta olsa, hani yediğin içtiğin senin olsun, bana gördüklerini anlat derler ya, işte ben de 6 aydan beri “düğün ve dernekler nedeniyle gezdiğim gördüğüm ve de yaşadığım tüm güzelliklerimi dostlarımla paylaşırım, yeter ki sağlığımız sıhhatimiz yerinde olsun” dedim, gazeteden ayrıldım.

İçimden kendi kendime dedim ki, ‘yazmak kadar yazılanları da okumak çok önemli’ Şöyle ki okuduğun bilgiler eğer sana iyiliği güzelliği, doğruluğu, daha doğrusu insan gibi insan olmayı, adam gibi adam olmayı öğütlüyorsa, sen de hala bu okuduklarını hiç kaale almayarak, bildiğim bildik çaldığım düdük diyorsan, o halde boşu boşuna zaman kaybediyorsun demektir. Yani özetle şunu söylemek istiyorum.  Arz ederim ki yüz kişiden eğer bir kişiye dahi bir şeyler öğretebilirsek ne mutlu bana.

Sevgili dostlarım, mevcut dünyamızda ne yazık ki her geçen gün milyonlarca suç işleniyor ister istemez. Bu tür olayları  TV veya basın kanalıyla gazetelerde okuyoruz ama, her ne hikmetse gerek çevremizdeki gerekse dünyamızdaki birçok olumsuz olaylardan gereken dersi bir türlü alamıyoruz. İşte bizleri de  kahreden olaylar bunlar.. Bu nedenle yazmak kadar okumak da önemli, dedim. Eğer bu gün, içinde yaşadığımız bu toplum, gerek dinini diyanetini tam manasıyla bilebilmiş olsaydı, bu milletin sırtı asla yere gelmezdi. Baksanıza şu Suudiler’in tüm dünyanın gözleri önünde işledikleri vahşete ve canavarlığa. Ne demeli bilemiyorum. Gerçekten de bu insanları gördükçe, duydukça inanın kendi insanlığımdan utanıyorum. Evet dostlarım, her ne kadar güncel konulara girmek istemesek de olup biten onca akla, hayale zarar verecek derecedeki olaylar, insanı mıknatıs gibi içine çekiyor. Bu Cuma namazında yine yardımlar toplandı. Hamd olsun onca camimiz,  onca imamımıza rağmen Müslümanlık hala caminin dışına çıkamadı. Adama soruyorsun ‘Kardeşim sen şu her namazda okuduğun Fatiha’nın ne demek olduğunu biliyor musun?, eğer biliyorsan neden hala ABD’nin taşeronluğunu yapıyorsun?’ Gerçek müminler asla köle olamaz dediğin zaman da omzunu silkeleyip gidiyorlar. Yani dostlarım, bugün bizleri idare ettiğini sananlar eğer emeklisini, yaşlısını bu ülkenin sırtında bir kamburmuş gibi görüyorlarsa, bil ki bunda senin de, benim de payımız var. Çünkü ABD’yi büyüten bu gün dünya Müslümanlarıdır. Bakar mısınız şu Suudilerin silah merakına. Bunlar bu ABD menşeli silahları İsrail’e karşı mı kullanacaklar? Hayır. Ya peki kime karşı kullanacaklar? Tabii ki mümin kardeşlerine karşı kullanacaklar. Bakar mısınız bu gün Halep’te insanlar Suudi’lerin silahlarıyla cayır cayır yaniyor ve bizler hala eften püften işlerle uğraşıyoruz. Yani özetle şunu söylemek istiyorum. 4 kitabı yutsan ne fayda? Amelin salih olmadıkça.. Peki Amel nasıl Salih olur?  Gelecek köşe yazımda inşallah buluşmak dileğimle. Hoşca kalın, dostca kalın.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık