Dursun Girgin

Dostlarım merhaba. Koyun misali 23-24 yıldan beri epeyce kaval dinledik. Artık yeter!

8-10 ilimizde deprem oldu. Evler yıkıldı, ocaklar söndü. Halkımız el birliği, gönül birliği ile cebindeki 3 kuruşun 1,5 kuruşunu yardım gönderdi. Peki bu paralar nereye gitti? Vatandaşın yardımlarını dahi kendi siyasi çıkarları için kullananlara nalet olsun. ‘Hatay’a hizmet geldi mi? Gördünüz mü?’ diyor Sayın Cumhurbaşkanımız. Be kardeşim bu millet sana vergisini veriyor mu? Evet nedir bu ayrımcılık? Yazık değil mi? Bir pire için yorganı yakarsanız… Hele şu İstanbul ve Ankara AKP adaylarının vaatlerine bir bakın. İstanbul adayı iş yapacak kadına 100 Bin TL işini kurması için yardım yapacağını söylüyor. Peki ya Ankara’nın AKP’li adayı ne vaat ediyor? Her emekliye her ay 5 Bin TL maaş verecekmiş. Allah aşkına madem ki Türkiye bu kadar zengin de Sayın Cumhurbaşkanımız neden şu yıllarca prim ödeyen emeklilere en az asgari ücret  kadar maaş vermez. Mesela ben 2002 yılında SSK’dan emekli oldum. O zaman asgari ücret 163 TL iken maaşım 216 TL idi. yani asgari ücretin üzerinde maaş alıyordum. Peki şimdi ne oldu? Perişan ettiler. Yetmedi, ha bire bankalardan aldığımız ihtiyaç kredileri sayesinde hayatta duruyoruz. Artık hala bu millet uyanmayacak mı? Onca topraklarımız satıldı, paraları nerede? Sözde şehir hastanelerinin de satılacağı söyleniyor. Zaten bu millet mevcut hastanelerde tam sağlıklı şekilde tedavi olamıyor. Bir de üstüne üstelik şehir hastaneleri de satılırsa var da sen seyreyle Türkiye’nin halini ve ahvalini.

Değerli dostlarım ben 1974’ten 1987 yılına kadar geçen süre içerisinde köyümüzde muhtarlık yaptım. O günkü şartlarda çok zorluklar içinde köyümüzün içme suyundan tutun da okul, cami, elektrik gibi birçok hizmetlerini yaptım ve bu hizmetlerden bana oy vermeyenler yararlanamaz demedim. Gecenin köründe sıcak yatağımdan kalkıp insanlarıma hizmet verdim. Hiçbir zaman da hiçbir kimseyi ötekileştirmedim. İşte onun için bu Tayip anlayışını çok yadırgıyorum ve de ülkem adına çok endişeleniyorum. Mesela AKP’li olan belediyelere su gibi para ve hizmet verilirken, diğer belediyelere hizmet yerine cezalar verilmesi bana çok ters geliyor. Bu gidişatın sonunda da bakınız, taşı toprağı altın olan güzelim cennet vatanım ne hallere getirildi. Artık bu millet hala koyun gibi bu iktidarın kavalını dinlemeye devam ederse… O halde Neşet Ertaş’ın  ‘kendim ettim kendim buldum’ türküsüyle ölen ölür, kalan sağlar bizim der kendimizi avutmaya çalışırız.

Evet dostlarım artık ne siyasi iktidarın ne de onun avanesinin bu millete verebileceği hiçbir şey kalmamıştır. Yüce Allah insanoğluna akıl denen bir nimet vermiştir. Bu nimeti kullanmasını bilebilenlere ne mutlu?

Haydi dostlarım hoşça kalın, dostça kalın.