• 20 September 2021, Monday 9:47
DursunGirgin

Dursun Girgin

ACISIYLA TATLISIYLA BİR ZURNA FESTİVALİ DAHA SONA ERDİ AMA?

Dostlarım merhaba, eğrisiyle doğrusuyla bir zurna zen festivali daha bitti. Bir önceki köşe yazımda dedim ki benim tabandan şikayetim yok, peki taban kim? Elbetteki halkımız. Tavan kim? Bu işleri organize edenler, evet sağ olsun gerek büyük şehir kültür müdürlüğü her sene sanat yönetmenini Dibekdere’ye gönderir. Fikir ve düşüncelerimizi, varsa önerilerimizi söyleriz. Zaten olması gereken de bu değil mi? Muğla’nın Milas’ın Dİbekdere’den başka tüm köy halkı zurnacı ve davulcu olan bir başka köyü var mı? Üstelik bu köyde Türkiye’de tek olma özelliğine sahip bir de Zurnacılar Davulcular Derneği var.. O halde böyle bir özelliği olan köye gidip de festival öncesi görüşmeler yapmak, o festivalin hayrına olur. İşte bu nedenle gerek sanat yönetmenliğine, gerekse Muğla Büyükşehir Kültür Müdürlüğü’ne teşekkür ederim, ancak her yıl olması gerekenleri, olmaması gerekenleri anlatırız. Mesela olması gerekenleri öncelikle anlatmak istiyorum. Örneğin 2013’ten beri bu şenlikler yapıldığı halde, neden her festivalde Zurnacılar Davulcular Derneği adına protokollerden yer ayrılmaz. İkincisi, her yıl neden 6 zurna 6 davulla ilk açılış yapılarak Dibekdere’nin zurna davul kültüründeki becerisi gösterilmez? Bizler Dibekdereli zurnacılar davulcuları olarak her gittiğimiz yerde Muğlalı, Milaslı olmaktan gurur duyduğumuzu göğsümüzü gere gere anlatırken, zurnanın davulun ocağı olan birçok kültürlere ev sahipliği yapmış olan güzel Milas’ımızda neden 250-300 yıldır Dibekdere’de devam edegeldiği ve bu kültürün bu köyde baba ata mesleği haline geldiği ve 7’den 70’e her evde ya bir zurna ustası ya da bir davulcu olduğu söylenmez? Çok zor iş mi bunlar? Hüsnü Şenlendirici’nin fotoğrafları baş tacı gibi afişlerde yer alırken, neden ismi belli cismi belli bir zurnacının resmi afişlerde yer almaz? Gelelim olmaması gerekenlere. 2013 yılından beri hep söyleriz, her yıl aynı zurnacılara sahne verip durmayın diye diye ağzımızda tüy bitti. Maşallah bazı ustalar sanki ortaya sapan yapıştırıcısı ile yapıştırılmış gibi bir türlü kopmuyorlar. Şimdi gelelim zurnanın zart dediği yere. Evet, benim sadece Milas’ı izleme fırsatım oldu ve Milas’ta çok farklı bir beklentim vardı, çünkü Milas zurnanın başkenti.. Ama bugün aramızda olmayan o kadar çok değerli ustalar gelip geçmişler ki isimlerini yazmaya kalksam sayfalar almaz. Gelin hiç olmazsa Milas’ta farklı bir zurna izleyelim ki Milas’ımıza layık olsun; mesela yediden başlasın üç beş zurnacı çocuk üç beş davulcu ile çıkıp sahnede bir sevgi gösterisi yapsınlar. Sonra da yetenekli gençler de 8-10 davulcu 8-10 zurnacı grup halinde güzel bir sunum yapsalar olmaz mıydı? Elbette olurdu, ama nedenlerini hala bilemiyorum, olması gerekenler olmuyor, ama olmaması gerekenler her yıl devam ediyor. İşte bu tür yaklaşımlar de beni kahrediyor. Dedik ya zurnanın zart dediği yere geldik diye, efendim Zurna Festivali ta Orhan Çakır hatta Erman Şahin’in belediye başkanlığı dönemlerinde ilk harçları atılmıştı. Bizler Dibekdereli zurnacıları davulcuları olarak her yıl yapılan Milas, Muğla, Ortaca, Dalyan Kültür Şenliklerini 15-20 kişilik zurna davul ekiplerimizle hep katılırdık, hatta Milas yöresi Zurnacılar Davulcular Derneği olarak Milas Belediyemizin ve Muğla Valiliğinin bizlere hediye ettiği yöresel kıyafetler dahi vardı. Yani demem o ki, Milas’ta ve Muğla il sınırları içinde her gittiğimiz kültür şenliklerinde binlerce halkımız bizleri hep bağrına bastı ama bugün yeterince o zurna zen sahnelerinde o yetenekli zurnacıları göremeyince de hadi canım sen de, zurna şenliği böyle mi olurmuş dedirttiler ya helal olsun. Eh ne diyelim buna da şükür. Ne derler, gören kuş gördüğünü işler; görmeyeni de yuvasına taşlar elbette. Her şeye rağmen zurnanın adının dahi söylenmesi bizleri mutlu eder, amacım bu kültürün diğer içi boşaltılmış kültürler gibi özünden koparılmış bir zurna kültürü haline getirilmez inşallah, deyip emeği geçen herkese artısıyla eksisiyle daha iyilere daha güzellere doğru gidilmesi için teşekkür ederim. Hoşça kalın, dostça kalın. Sürç-ü  lisan eyledildiysek affola.                                                                     

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık