• 25 October 2016, Tuesday 3:32
DursunGirgin

Dursun Girgin

Dibekdere’nin dünü, bugünü ve geleceğini konuşalım / 1

Dursun GİRGİN

Dostlarım merhaba.

Geçmişini bilmeyen geleceğini tayin edemez. İşte bunun için Dibekdere’nin geçmişini, geleceğini iyice tahlil edelim ve bu insanlar kültürel kimlikleriyle sonsuza dek nasıl ayakta durabilir, işte bu amaçla yeni bir yazımla daha, siz kültür dostlarımın tekrar karşısındayım.

Amacım şu: Her geçen gün kültürel değerlerimizi yitiriyoruz. Bunun önüne geçebilmek de çok kolay değil.

Sevgili dostlarım, Mustafa Kemal Atatürk şöyle diyor:

“Kültürel değerlerini yitiren bir millet yıkılmaya mahkûmdur.”

Biz de elimizden geldiğince, dilimiz döndüğünce bu kültürü, önce yöremize, sonra da tüm Türkiye’ye, hatta tüm dünyaya sevdirmeye ve tanıtmaya çalışıyoruz.

İşte bunun için birçok faaliyetlerimiz oldu.

İsterseniz bu faaliyetlerimizden birkaçını  anlattıktan sonra, tarih içinde bir yolculuğa çıkıp 200 sene önceki Dibekdere’yi tanıtalım.

Öncelikle tabii ki bu kültür için neler yaptık şöyle bir daha hatırlatalım.

Halkımızın yararına, başta haksız yere bu insanlardan alınan vergiyi kaldırtma olmak üzere birçok uğraşlarımız oldu.

15 kişilik bir davul-zurna grubumuza Kültür Bakanlığı Mahalli Sanatçı Belgesi aldırmaktan tutun da, birçok davulcu ve zurnacının bir arada meşk yapmasının sağlanmasına kadar birçok çalışmalarımrz oldu.

Kılık kıyafetlerimizin iyileştirilmesi, paneller düzenlenmesi ve en son olarak da bizim yöremize ait onlarca Zeybek oyun havalarımızı Kültür Bakanlığı arşivlerine kazandırılması gibi işleri başardık.

Peki bütün bu yapılanlar yeterli mi? Bence hayır.

Neden mi ‘hayır’ diyorum?

Çünkü bu insanlar halâ mevcut kültürel kimlikleriyle insan gibi yaşayamıyorlar.

Mesela 12 ayın sdece 4-5 aylık sezonu sonunda 7-8 ay kahve köşelerinde ömür çürütüyorlar.

İşte benim isyanım da bunun içindir.

Mesela şu anda birçok davulcu ve zurnacı arkadaşımız fabrikalara girdi. Peki bu iş iyi mi kötü mü?

Bence çok kötü.

Neden kötü peki?

Örneğin bir Çomakdağlı, bir Kafacalı, bir Milaslı herhangi bir fabrikada çalışabilir ancak zurna çalamaz.

İşte bu kaybın önüne geçebilmek amacıyla, Muğla yöresinin iktidar ve muhalefet milletvekillerinin t ümüne sesleniyorum:

Bu kültüre sahip çıkın.

Mesela şu anda Muğla’da Mehter Takımı kuruluyor. Gel gör ki içinde bir tane Dibekdereli yok.

Sayın Muğla Valim, Sayın Muğla Büyükşehir Belediye Başkanım, bu sorumsuzluk ne zamana kadar devam edecek?

Mesela bir ara Muğla Belediyesine 10 tane zurna alındı. Dibekdereli Muhtar Dursun dururken, bu zurnaları taaa gidip Germencikli bir ustadan aldılar.

Bu mudur kültüre hizmet?

Şimdi de bir Mehter Takımı kurulacak. Sağdan soldan derme toplama adamlarla bu işi yapmaya çalışıyorlar.

Dibekdere’de onca davulcu ve zurnacı varken-dururken; evet gelin öncelikle bu yanlışlardan kurtaralım yöremiz kültürünü.

Bu söylediğim konulara aciliyetle ihtiyacımız var.

Fabrikalara işçi her yerde var. Ama her yerde zurnacı-davulcu yok.

Bu da böyle biline …

Bu konuya yarın da devam edeceğim.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık