• 12 November 2019, Tuesday 8:10
DursunGirgin

Dursun Girgin

İŞTE  SANATININ ERBABI OLMAK BÖYLE OLUR 

Dostlarım merhaba…  Kültür sohbetlerime devam edeceğim. Öncelikle bir konu hakkında hepimizin hem fikir olması gerekir. Şöyle ki Sezar’ın hakkını Sezar’a verme konusunda hem fikir olmamız gerek. Ne demiş atalarımız "Yiğidi öldür ama hakkını yeme ." İşte  ben de bu mantıktan yol çıkarak, şu yaz sezonu boyunca gezdiğim ve de  gördüğüm güzelliklerin içinde beğendiğim konuları siz güzel dostlarımla da paylaşmak istiyorum. 
Ne derler; acılar paylaştıkça azalır, sevinçler, mutluluklar paylaştıkça çoğalır. Işte ben de güzel gördüğüm her konuyu sizlerle paylaşma adına yola koyuldum. Geçen Cumartesi günü asker uğurlamalarım vardı. Çevre yolu üzerinde güzel bir kahvehanemiz var. Gerçekten de  Türk Kahvesi içmek için herkesin bu mekana bir defacık uğramasını çok isterim. Özellikle de benim gibi kahve  tiryakilerine tavsiye ederim. Bu mekan Kayabaşı Yolu’na dönünce Tariş’in hemen yanı başında. Bu yere özellikle Kayabaşı Köylülerimiz çok takılır. Ne güzel bir şey ilçemizde güzel sanatkarların olması. Evet Türk Kahvesi deyip de geçmeyin. Bir de İzmir’de Kemeraltı’nda Kızlar Ağası İş Merkezi’nde tescilli kahveci var. Şükrü  Bey sağ olsun. Bu bahsettiğim Milas’taki ve İzmir’deki kahveciler gerçekten de çok mu çok mükemmel. Inanın fincanda kahve yapmak bu kadar güzel olur. Neyse benim amacım kahveci veya kahve reklamı yapmak değil.  Amacım sanatının ehli olmak çok güzel bir duygu. Sağolsun İzmir’e her gidişimde Kızlar Ağası İş Hanı’na sevgili hemşehrim Bayram Bağdatlı’nın iş yerine uğrar, orada çok sevgili dostum aslen Çomakdağlı askeriyeden emekli Veli Karayel dostumla buluşur, hoş sohbetten sonra, malüm müzikle uğraşan bir insanım, lazım olan aletleri edavatları  alır  geri dönerim. Işte 07/11/2019 günü de en küçük oğlum Emrah ile İzmir’e gittim. Sağolsun dostlarım beni her zaman olduğu gibi yine iş yerinde ağırladılar. Ama bu  arada da Sayın Bayram Bağdatlı’nın mekanı da hep müzik aletiyle doludur. Bir ara İzmir Radyosu çalışanlarından saz ve ses sanatçısı Osman Kalay denk geldi. Hoş sohbetten sonra Bayram Bağdatlı’nın mekanında çok güzel bir müzik ziyafeti verdi. Ardından da Şükrü  Bey’in tescilli  Türk Kahvesi’ne gittik. O ne mükemmel  bir kahve be dostum. Hani derler ya "Bir kahvenin kırk yıl hatırı var dır" yok yok dostum. Hem Milas’taki bahsettim kahvedeki   içtiğim kahvenin, hem de İzmir’de içtiğim o  fincanda Türk Kahvesi’nin tadı inanın değil kırk sene yüzkırk sene de geçse  damağımdan gitmez. Neyse "Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır" derler. Sizler  de bu tür yerlerde dostlarınızla birlikte  uğrayıp şöyle hoş bir sohbetle ne olur bir Türk Kahvesi için. Evet dostlar ben çok sevgili İzmir Radyosu Sanatçısı Sayın Osman Kalay Beyefendiye de o minik konserinden dolayı çok teşekkür ediyorum. Ayrıca hem şu Çevre Yolu’ndaki Hıranın Kahvesi’ni işleten değerli dostum Recep Güney’e hem de tescilli Türk Kahvesi Sahibi Şükrü Bey’e,  ayrıca Sevgili Bayram Bağdatlı dostum  ile çok sevgili oğlu Tahir Bağdatlı’ya  ve   çok değerli   dostum Veli Karayel’e çok teşekkür ediyorum. Sağ olsunlar. Bu arada şunu söylemek  istiyorum; İnşallah bir gün şöyle sazlı sözlü bir sohbetimiz olursa siz dostlarımızı da haberdar edeceğimi bilmenizi rica eder, en derim saygılarımı sunarım. 
Evet dostlar, aslında "yediğin içtiğin senin olsun, ne olur sen gördüklerini ve duyduklarını anlat" derler, ancak ben bu sefer Türk  Kahvesi tiryakisi olduğum için  bugünkü köşe yazımı  böylece noktalamak istedim. Umarım çok görmezsiniz. Canı çeken olursa kahvelerin parasını da öderim. Haydi dostlarım hoşça kalın, dostça kalın. 
 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık