Dursun Girgin

Dostlarım merhaba, çarşı pazarı yazdık da şu siyasileri ne yapacağız? Bir türlü akıl fikir erdiremedim. Tamam halka hizmet hakka hizmettir iyi güzel de yıllardır neredeyse çeyrek asırdan beri asgari ücret maskaralığı canımızdan bezdirdi. Türkiye’ de yok yok, varlık  içinde yokluk çeken bir milletiz. Siyasetçiler bir türlü şu ABD’ nin dolar oyununu bozamadılar. Türkiye sanki ABD’ nin bir eyaleti gibi. Nedense iyice şu senyoraj hakkımızı neden kendimiz kullanmıyoruz? Aklım fikrim almıyor. Hem enflasyon olacak hem dolar 30 TL olacak hem halkımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz. Nasıl olur? Elinizde sihirli değnek mi var hokus pokus enflasyon düşecek ve halkımızın alım gücü yükselecek öyle mi? Hadi ordan be! Yeter artık, ya adam gibi şu ülkeyi yönetin ya da şu asgari ücret tespitinden vazgeçin. Üstelik üç dört defalık komisyon toplantılarına ne gerek var? En son söz söyleyemeyecekleri emekliler bu sefer çok şanslı çünkü yakında yerel yönetim seçimleri var; işte o nedenle emeklilerin bu sefer yüzleri güleceğe benziyor bence. Yoksa sayın AKP’nin de MHP’ nin de pilleri biter. Zaten emekliler öfkeli. Niye mi, niye olsun canım şu 5000 TL 100. Yıl ikramiyesi nedeniyle. Emekliler çok öfkeli neymiş efendim çalışan emeklilere, Tariş’e kaydı olan,  ziraat odalarına kaydı olanlara bu parayı vermediler ama baktılar gördüler ki koltuk kayıyor hemen 360 derece dönüp bu paradan çalışanlar da alacak dediler.

Demek ki her şey siyasilerin iki dudağı arasında, öyleyse şu komisyonlar da neyin nesi? Yok DİSK’iymiş, yok Türk-iş’iymiş, yok efendim memur iş sendikalarıymış, yok efendim hak iş’iymiş, komisyonda bir de yoksulluk iş sendikası oluverirse değme keyfime ama bana kalırsa açlar sendikasıyla yoksullar sensikalarının da bir an önce kurulması gerekir. Bu siyasetçiler ancak böyle olursa yola gelirler. Gelelim madalyonun öbür yüzüne. şu TV’lerde boy gösteren yazıp çizen ekonomistleri can kulağı ile dinliyorum da inanın hiçbir şey anlayamıyorum. Rahmetli Pr. Dr. Haydar Baş’ın haricinde dinlediğim bütün konuşmacılar beni hiç mi hiç tatmin etmiyor. Daha piyasalarda asgari ücret belli dahi olmadan çarşı pazar sanki alev topu oluverdi.

Nedir be kardeşim bunca hırsın sebebi, nedir sonuçta bir avuç toprak. Siyasetçinin de, çiftçinin de, üreticinin de, tüketicinin de gözünü doyuracaktır. Sonuçta ölüm var be kardeşim, ölüm var; şu güzelim cennet vatana bakınız ne hallere getirdik, hatta güzelim dünyamızı ne hallere getirdik. Bir bakın bir avuç yahudi dünyaya kafa tutuyor da şöyle adam gibi birileri çıkıp şu şerefsizlerin dersini veremiyor.

Sonuç olarak diyorum ki kula bela gelmez Hak yazmadıkça, hak bela yazmaz, kulları azmadıkça deyip görelim. Mevlam neyler, neylerse güzel eyler diyip yaklaşan yerel seçimlerde herkese bol şanslar dilerim. Hayırlısıyla şu seçimler de olup bitiverse var ya, neyse… en iyisini emmim bilir diyen Kemal Sunal’ı rahmetle anarak sözlerime son veriyorum.

Hoşça kalın, dostça kalın!