• 20 April 2022, Wednesday 10:45
DursunGirgin

Dursun Girgin

Dünya Romalar Günü’nün ardından

Dostlarım merhaba. 8 Nisan Dünya Romanlar Günü’ydü. Böyle bir günün Ramazan ayına denk gelmesi ayrı bir anlam taşıyordu; neyse.

Neydi bu Dünya Romanlar Günü’nün anlamı ve amacı? Aslında bu dünyada biz de varız demek için tüm dünyaya bir başkaldırının başladığı gündü.

1971 yılında İngiltere'de yapılan bir toplantıda birçok kararlar alındı. İşte Dünya Çingeneleri oldu Roman. Benim Milas Önder Gazetesi’nde ‘3 yıldızlı Çingenem’ adlı bir köşe yazım vardı. Mesela Dibekdereli’lerin daha önce kimliklerinde dahi Kıpti kelimesi vardı. Bu kelimeyi rahmetli Adnan Menderes kaldırdı.  Yerine esmer vatandaş kelimesini koydu. Kıpti oldu esmer vatandaş. Şimdi de oldu Roman vatandaşı. Aslında bu konuları ile ilgili rahmeti Neşat Baba çok güzel bir açıklık getirmiş; ‘fakir isen ya apdal ya da çingene, zengin isen ya ağam ya da paşam derler’ diye.

Hal böyle olduğu halde hala bu ayrımcılık devam ediyor. Mesela ben 3-4 tane Roman çalıştayına katıldım. Peki sonuçta ne oldu? Bakın mesela ta ilk roman açılımından başlayalım isterseniz. Sanırım 2010 yılında İstanbul'da Abdi İpekçi Spor Salonu'nda bir toplantı yapıldı. Biz de Dibekdere’den bir otobüs dolusu insanla bu toplantıya davullu zurnalı destek sağladık. Bir de ne görelim! Gencin birisi bir pankart açmış; gayet masum bir talep. Ne var acaba bu pankartta diye araştırdım. Gayet masumane bir istek; ‘Neden bizim çocuklarımız da ABD'de okutulmuyor’ gibi sözler. Vay efendim sen misin bunu isteyen. Apar topar, tekme tokat, verdiler veriştirdiler.

Neyse. Bir dosya hazırlamıştım. Aslında bir plan ve projeydi bu dosyanın içeriği. Derdim doyayı ilgili ve yetkileri vermekti. Neyse dosyayı zar zor verdim. Çünkü o gününün Başbakanı Sayın Tayyip Erdoğan'ın etrafında o kadar çok şakşakçı Roman vatandaşımız vardı ki. Dereyi görmeden paçayı sıvayan cinslerdi bunlar. Neyse o gün içimden bir ses bana şöyle diyordu: “Bundan bir şey çıkmaz ya. Bu ülkede Roman vatandaşımız daha çok çöplüklerden rızıklarını ararlar.”

Neyse, akabinde İstanbul'da yine Romanlarla ilgili bir çalıştay toplantısı yapıldı. Yer Point Otel. Bu sefer sadece Roman Dernek Başkanları ve Roman Federasyon Başkanları katılmıştı. Otelde bir gece kaldık. Ertesi gün toplantı yapıldı. Aman Allah'ım yine aynı yalakalar devrede. Hem de nasıl? Sözde ezilen Roman çocuklarının temsilcilsiydik bizler. Ne gezer! Herkes yemenin içmenin derdinde. Daha sonra bir toplantı daha, bu sefer yer İzmir'de Hilton Oteli’ydi. Yine aynı similar, aynı tantanalar… Kiminin derdi milletvekili olabilmek, kiminin derdi şahsi tayin meselesi vesaire darken, bugünlere geldik.

Ancak bugüne kadar yaptığım araştırmalar bana şu gerçeği gösterdi: Bu millet, yani Roman milleti daha çok ezilir bu ülkede. Niye mi? Bir lokma ekmek ver, 40 yıl dualarını al. İşte Romanlar böyle.

Bu konuyu ve Dibekdere’deki 8 Nisan’da yapılan iftar yemeğini de yazacağım. Merak etmeyin. Hele şu Türkiye'ye Roman vatandaşlarımız adına ABD'li ülkelerinden gelen paraların nerelere gittiğini bir anlatalım da… Neden gelecekten ümitsiz olduğumuza varın da sizler karar verin.

Dostlarım gelecek köşe yazımda buluşmak amacıyla. Hoşça kalın, dostça kalın.

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık