• 16 September 2019, Monday 9:50
DursunGirgin

Dursun Girgin

ZURNAYI SEVDİRELİM - 2

Dostlarım merhaba.  Türkiye’de kaba zurna icra eden o kadar güzel dostlarım var ki; bunların en başta gelenlerin yeri de hiç şüphesiz Milas’ımızın Dibekdere Mahallesi ve en çok da Zurnazen Festivali’nde ağırlık verilmesi gereken yer burasıdır. Çünkü, Dibekdere’de bugün en az yüz takım zurnacı ve davulcu var. Bir takım en az 5 kişiden oluşur; yani her takımda en az 2 davul, 2 zurna icracısı, bir de Zurna Demcisi olmak üzere, ekip en az 5 kişiden oluşur. Bu, şu demektir; bugün Dibeklidere Mahallemizde, en az 500 kişi bu kültürü yaşatmaya çalışıyor. Ve bugün Türkiye’nin en genç zurnacıları, davulcuları Dibekdere’dedir.

Dibekdere’de 500 kişinin çalıştığı bir kültür fabrikası var; bu fabrikanın da daha verimli olabilmesi için yıllardır canla başla, iğneyle kuyu kazar gibi mücadele eden bir zat var.  Adımı hâlâ bilmeyenler varsa, söyleyeyim; Dibekdere’nin zurna davul kültürünü dünyaya sevdirmeye ve sesini de dünyaya duyurmaya çalışan Muhtar Dursun. Evet Dostlarım, Dibekdere’ye bir zurnacı  heykeli dikilecekmiş duyduğuma göre. Bu heykel, neden Muhtar Dursun’un heykeli olmasın. Bir insanın heykelinin dikilmesi için illa da o kişinin ölmesi mi gerekir?

Dostlarım, ülkemizin çeşitli yörelerinde çeşitli zurna türleri çalınıyor. Bunlar şöyle: Başta Kaba Zurna, Selanik Zurnası, Cura Zurna. Orta boy Kaba Zurna da Kırşehir yöremizde çalınır. Şimdi sıkı durun; bir itirafta bulunmak istiyorum; şu internet medyacılığı aracılığı sayesinde, şu garibi dinleyen tüm zurna ustalarının arzu ettiği tek şey; güzel bir kaba zurnaya sahip olabilmek. Hatta birçok değerli kültür dostu olan kardeşlerim, benim internetteki telefon numaramdan arayıp, bir kaba zurna almak istediklerini söylüyorlar. Bu da beni çok mutlu ediyor. İnanın sevgili dostlarım, zaten güzel dinimizin de emri böyle değil mi; ‘Sevdirin, nefret ettirmeyin; kolaylaştırın, zorlaştırmayın’ demiyor mu? İşte benim de kültür anlayışım bu iki cümleyle sınırlıdır.

Değerli Dostlarım, insanoğlu fanidir. Her can gibi bir gün bu bedendeki can da Yaratan’ına kavuşacaktır. Öyleyse, niye paylaşamıyoruz şu küçücük fani dünyada… Gelin sevelim, sevdirelim güzel dinimizi, sevelim sevdirelim sanatı ve sanatkârı, sevelim kültürümüzü ve kültür adamlarımızı… Son olarak diyorum ki; bir insan her şey olabilir; tıpkı Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi; ‘Her şey olabilirsin, ama sanatkâr olmak, hele hele kültür adamı, kültür dostu olabilmek, öyle kolay bir iş değildir.

Sevgili Dostlarım, amacımız her şeyin daha güzel olmasını arzu etmektir. Buradan tüm zurna hocalarına; başta Sayın Ünal Yörük, Halil Çokyürekli, Lüleburgazlı Küçük Hasan olmak üzere, “hepinizi çok çok seviyorum ve nice güzel günlere” deyip, saygılarımı sunuyorum.

Hoşçakalın, dostça kalın.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık