Dursun Girgin

Dostlarım merhaba. Hayırlısıyla bir seçimi daha geride bıraktık. Şimdi seçim değil, geçim zamanı artık. Neyse yine de seçimi konuşacağız ama asıl konuşulması gereken geçim… Ellerinde planı programı olmadığı halde paldır küldür seçime girip de milletvekili seçilenleri göreceğiz. Ne yapacaksınız? Şu çarşı pazardaki ateşi nasıl düşüreceksiniz? Hadi canım sen de, bana ne çarşı pazardan, ben kıyak milletvekili maaşıma bakarım mı diyeceksiniz? Hayır  elbette bu millet için önce yemin edeceksiniz, sonra da gelsin kıyak ihaleler, gelsin milyoncuklar, millet de ne hali varsa görüsün mü diyeceksiniz?

Beyler bugün emekli maaşı en az 22 bin TL olması gerekir ki şu insanlar bunca pahalılık karşısında ezilip, büzülmesin. İşte önümüzde Kurban Bayramı geliyor. Ben 2022 yılından beri şöyle dişimden, başımdan artırıp da bir kurban bile kesemiyordum. Nihayet Kemal Kılıçdaroğlu ‘15 bin TL bayram ikramiyesi vereceğim’ dedi. Sevindim. Ne yalan söyleyeyim bari bu parayı verirse devlet, hiç olmazsa 20 sene sonra bir kurban keseriz inşallah diyorduk. O da bitti.  Şimdi bekliyoruz Sayın Cumhurbaşkanımızın bol kepçeden vaadleri yerine gelecek mi, yoksa rahmetli Demirel gibi dün dündür, bugün bugündür, bugünkü imkanlarımız da budur deyip de yine 5 sene daha emekliye, işçiye, esnafa sayın vekiller diklenecek mi? Göreceğiz. Gerçi bu millete bu zulümler bence az bile.

Bakın sevgili dostlarım ülkemizde onca siyasi parti var. Bir de BTP Partisi var. Ekonomi modeli ve ehlibeyt sevgisiyle, planıyla, programıyla. Niye bu millet bunu göremiyor? Yoksa bu millete Irak’ta ABD askerlerinin tecavüz ettikleri Müslüman kadınların, hiç yoktan yere idam edilen Saddam Hüseyin’in, 1974 yılında Kıbrıs Harekatı sırasında onlarca uçağını Türk milletinin emrine verdiği halde yine ABD’nin isteği üzerine çöl ortasında öldürülmesine göz yumduğumuz Kaddafi’nin bedduası mı geçti? Bilemiyorum. Bilebildiğim tek şey şu; “kula bela gelmez hak yazmadıkça, hak bela yazmaz kul azmadıkça” gerçeğini mi yaşıyoruz? Bilemem. Umarım ben yanılmış olayım da bu güzel cennet vatanda insan gibi yaşayıp, insan gibi ölelim. Ne yani bunları da mı söylemeyelim.

Bir seçim yaşadık, ağıza alınmayacak sözleri, çirkin yakışıksız iftiraları duyduk. Gelecek kuşaklara çok kötü örnek oldu bugünkü siyasetçiler. Halbuki siyaset dediğin şey bir hizmet yarışıdır. Şu üç günlük ömrümüz için değer mi, onca iftiralara, ayrıştırmalara? Sonuçta kul hakkı denen bir şey var. Nasıl ödeyeceksiniz?

Yıllar önce bir köşe yazarı dedi ki; ‘insanlara anladığı dilden konuşacaksınız.’ İşte o günden beri o gazeteyi elime alıp da  okumam bile sevgili dostlarım. Hani derler ya görelim Mevlam neyler, neylersen güzel eyler. Evet herşeye rağmen hayırlısı olsun inşallah.

Unutmayın ey canlar! Ölüm var ölüm. Halka hesap veremeyenler Hak’ka nasıl hesap verecekler? Yüce Rabbim şu güzel vatanımızı her türlü görülen veya görülmeyen tüm afetlerden korusun ve başımızdaki bu ülkeyi yönetenleri de lütfu keremiyle ıslah eylesin.

Haydi dostlarım hoşça kalın, dostça kalın.

Sen buğday ekip de arpa biçeni gördün mü hiç?...