• 15 November 2021, Monday 9:58
DursunGirgin

Dursun Girgin

Gel sen üzülme

Dostlarım merhaba. Bu ülkede neler oluyor neler! Her şeyden önce adam kayırmacılık sadece siyasilerde mi oluyor? Hayır dostlar. Sadece siyasette değil, bu hastalık yazık ki ta camilere kadar sıçramış.

Milas'da Kurşunlu Cami’yi tanımayanımız yoktur. Yıllarca bu camiyi hiçbir karşılık beklemeden temizleyen biri vardı. Hem de tuvaletinden tutun da cami avlusuna kadar pırıl pırıl yapardı. Her yeri her gün temizlerdi bu vatandaşımız. Tabii bu dostumu şu sıralar göremiyorum. Eğer öldüyse Allah rahmet eylesin, sağ ise Yüce Rabbim sağlık sıhhat afiyet versin.

Değerli dostlar malum, halkımızın her geçen gün satın alma gücü zayıflıyor. İşte bu nedenle Cami tuvaletlerinin ücretsiz olması hepimizi memnun ediyor, ancak gel gör ki madalyonun diğer yüzü çok farklı. Mesela bu tür yerlere eğer insan ihtiyaçsa bu yörenin dünya kadar garibanı var. Niye onlara bu tuvaletlerin bakımı ve temizliği verilmiyor da, aylık geliri olan birilerine peşkeş çekiliyor? Demek ki adam kayırma ta camilere kadar sirayet etmiş herhalde. Sadece camilerimiz mi öyle? Mesela 2021 Eylül'de bir ZurnaZen Festivali yapıldı. Parsayı kimler götürdü biliyor musunuz? Maalesef yine yabancılar götürdü. Dedikodusunu yapmak da bizlere kaldı.

Değerli dostlarım bu ülkenin bu yörenin ekmeğini devamlı yiyenlere karşı çok sözler var söylenecek… Mesela şu süper marketler topluyor paralarımızı pompalıyor İstanbul'a. Neden benim mahalle bakkalım varken bu yerlere gidiyoruz? Hiç düşündük mü acaba? Neden benim yöremde yüzlerce zurnacı davulcu varken parayı hep birileri dışarı götürüyor? Neden benim garibanım varken bu tür gelir getiren yerleri ayda 4-5 bin lira aylık geliri olanlara peşkeş çekiyoruz? Dedik ya bu ülkede peşkeş çekmek hastalığı o kadar ileri düzeylere çıkmış ki sormayın. Bu gidişata göre pek de düzeleceği de benzemiyor. Adam kayırma ve kollama artık bir hastalık haline gelmiş bu ülkede.

Değerli dostlarım işin bir de diğer yönü var ki tuvaletin önünde bir masa var, bir de sandalye. Eh tezgah hazır. Gelsin köylü Mehmet Dayı’n. Sıkıştı, işeyecek. Girdi tuvalete oh dedi, 2 gayme. Ya parası yoksa ne olacak? Etmeyin eylemeyin. Beyler bu tür yerler bu milletin paraları ile yapıldı. Peki neden ücret talep ediliyor? Eğer kelleli kulaklı biri gelirse, ses yok, tık da yok. Eğer gariban köylü Mehmet Dayı’n gelirse hişt hani para diye bağırarak… Güya tuvalet bekçimiz öyle mi? Yok öyle üç kuruşa beş köfte. Şayet her camiye temizlikçi gerekiyorsa eğer o mahallenin fakir gariban bir ailesine Diyanet İşleri bütçesinden maaşlı bir aile, hem bakımını yapar, hem de aslanlar gibi olur, pırıl pırıl tertemiz. Bir ailenin geçimini de sağlamış oluruz. Öyle çayın taşıyla, çayın kuşunu uçurmak devri artık sona ermeli veyahut da bu konuya başta Sayın Milas Müftülük Makamı bir çare bulmalıdır. Şayet bu ülkede adam kayırmacılık yoksa tabii…

Evet dostlarım, onca meşgalemin arasında bir de böyle meselerle uğraşmak inanın üzüntülerimi arttırıyor. Sanırım nerede beleş, oraya var sen de yerleş mantığı ile hareket ediliyor halkımız ya da insanlarımız. Gerçekten durumlar çok vahim. Haydi dostlarım hoşça kalın dostça kalın!

 

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık