Dursun Girgin

Dostlarım merhaba… ‘Bu böyle olmaz beyler’ dedim.

İyi güzel de, ne böyle olmaz?

Bir virüs azalacığı yerde çoğaldı. Buna ragmen Sayın Milli Eğitim bakanımız okulların açılmasından söz ediyor. Küçük yavrular kendilerini nasıl koruyabilirler? Bu virüs çocuklara ayrımclık yapmıyor ki. Koskoca İstanbul’un ortasında bir kabadayı düğün alayında harıl harıl silah kullanıyor ve bunu da çok marifet bişeymiş gibi televizyonlar yayınlıyor. Öbür taraftan da kurallara  ve yasalara tam uyum sağlayarak evladının düğününü yapmak istemeyenler de bu tür patavatsızlar yüzünden ne yazık ki çok zorluklar çekiyorlar.

Örneğin lokantada yemek yiyoruz. İyi güzel de bir kişi oğlunun veyaz kızının düğününde uzaktan veya yakından gelen misafirlerine yemek verecek, hayır olmaz.

Yasak deniliyor. Örnek mi istersin: Doğu’da el ele kol kola, ne kural var ne de sosyal mesafe, halaylar çekiliyor. Benim güzel Ege’mde tek kişilik olarak oynanan Zeybek dahi yasak. Yani demem o ki beyler, bu böyle olmaz. Bu ülke büyük bir ülke. Mesela  bir Doğu’nun kültürü ile Ege kültürü çok farklıdır. Yörelere göre kurallar ve şartlar belirtilmeli. Yapılan düğün ve derneklere izin verilmelidir.

Örneğin Muğla’da bir kır düğün salonunda düğün yaptım. Inanın devlet hastanesinde dahi bu kadar güzel bir tedbir olamaz. Her gelenin ateşi ölçülüyor. Orada ismi, cismi bir deftere yazılıyor, sonra da gayet hijyenik bir ortamda hazırlanmış tek kişilik tabaklarda yemeğini yiyor. Sonra da gidip ellerini tekrar dezenfekte edip, düğün sahibine karşı görevini yapıp, çekip gidiyor. Peki ateşi olanlara ne yapıyorlar? Ateşi olanları da bir kenarda uzun bir sure bekletip, tekrar  tekrar  ateşini ölçüp, şayet ateşi düşmeyenler olursa 112 acile haber veriyor. Peki böylesine titizlikle evlatlarının mürüvetini görmek isteyen ailelere  yardımcı mı yoksa engel mi olmamız gerekir?

Evet beyler, milletvekili olabilmek için her biriniz kılı kırk yarıp, çeşitli çeşitli vaadlerde bulunarak, bu yüce makama geldiniz. Doğrusunu söylemem gerekirse yılların siyasetçilerini takip eden bir kardeşiniz olarak, şu son günlerdeki olup biten iç ve dış gelişmelerden hiç de hoşnut değilim. Nedeni şu: Düğünler dernekler artık bitti. Binlerce bu işlerden ekmek yiyen kameracısı, aşçısı, müzisyeni, organizatörü vesaire vesaire. Binlerce  insan işsiz kaldı. Bu insanlar ne yer, ne içerler hiç düşünen ve buna bir care üreten milletvekili var mı?

Yok beyler, yok. Bu böyle olmaz. Bu insanlar da bu ülkenin vatandaşı. Suriye’den bu ülkeye getirdiğiniz en az 5 Milyon Suriyeli’ye tanıdığınız imkanı hiç olmazsa şu zor günlerde kendi vatandaşınız olan zurnacısına, davulcusuna, aşçısına beşçisine de tanıyın da hiç olmazsa bir gün bu inasanlara selam verecek yüzünüz olsun. Bari bakınız önümüzdeki aylar artık kış sezonu sayılır. Bu insanlar elektrik kullanıyor. Odun ve kömürü, yemesi, içmesi derken çok zorlu günler bu çaresiz insanları bekliyor. Sizin işiniz bu tür insanlar için çare üretmektir. Salla başını al maaşını. Oh ne de güzel değil mi beyler?

Öyle zamanlar geliyor ki saatlerce düşünmekten gözüme uyku girmiyor. Ne olacak bu milletin hali diye? Evet son söz olarak şunu söylemek istiyorum: herşey insanlık için yapıldığı zaman güzel olur; siyaset için değil, insanlık için çalışın lütfen.

Haydi dostlarım hoşça kalın, dostça kalın.