Dursun Girgin

Dostlarım merhaba. Şu günlerde Birleşmiş Milletler İsrail’in sınır tanımayan vahşetini görüşüyor ve  İslam âlemi de elindeki petrol gibi en büyük silahını ne yazık ki kullanmıyor. Hani diyorlar ya herkese anladığı dilden konuşacaksın, İsrail denen o köpek, hoşt demekten anlamaz. Peki ne yapmamız gerekiyor?

Öyleyse tüm İslam âleminin yumruğunu vurup gereken cevabı vermenin zamanı geldi de geçti bile. Hele Türkiye gibi güçlü bir ülke öyle basit kınamalar yerine tüm ticari ilişkilerini kesmek zorunda. Yoksa daha çok İsrail’in ve ABD’nin önümüze attığı bir parça ekmek için çok havlarız.  Bakar mısınız şu acı gerçeğe? Trump’ın oğlundan randevu istiyoruz. Millet aç perişan haldeyken kalkıp yok Boeing uçağıymış, yok F16 mıymış, yok efendim F35 miş miş. Miş mişte miş miş. Ve bütün bu pazarlıklar gayet gizli tutuluyor. Sonuçta ana muhalefet partisi işin taa başındayken uyarıyor Türkiye’yi.

İktidarın tek adamı ana muhalefeti hayalperestlikle suçluyor ve bir Hıristiyan olan Trump, ana muhalefeti doğruluyor.  Müslüman olan Türkiye’nin başı yalanlıyor ve bizler de şimdi yatıp kalkıp dua ediyoruz; ‘Yarabbim ne olur Filistinli ve de Gazzeli Müslümanları koru’ diye. Yani şu sözde İslam Alemi var ya istese İsrail köpeğini bir kaşık suda boğar. Ama hani nerede o cesaret? Hani nerede böyle bir iman gücü?

Evet dostlarım bugün Filistin’de PYD’si, YPG’si velhasıl akla, hayale gelmeyecek kadar ABD paralı teröristleri cirit atıyorlar. Para desen var, silah desen var. Hepimiz hâlâ APO’dan, DEM partiden medet bekliyoruz.

Vay be! Ne hikmet, bu ne gaflet be... Kardeşim, bu millet gerçekleri ne zaman öğrenecek acaba? veyahut da şöyle söylüyorum: Türkiye’de 100 yıllık cumhuriyet kazanımı olan fabrikalar satıldı, topraklarımız satıldı. Yetmedi şimdi de ABD daha çok istiyor; yani yıllardır sömürülüyoruz, yetmiyormuş gibi. Şimdi de kapalı kapılar ardında neler olup bitiyor, bütün bunları şu an Türkiye’nin birinci partisi olan CHP’nin genel başkanı dahi bilmiyor; kaldı ki millet bilebilsin. Neler oluyor, sırf koltuk hırsı yüzünden, sırf daha uzun yıllar iktidarda kalabilmek uğruna... Bunca teslimiyete değer mi? Ey benim sevgili milliyetçi kardeşlerim! Şu olup biten olaylar, sessizce doğru mu? Yeter artık; bu millet her şeyi 600 milletvekilinden daha iyi biliyor. Yani zamanında silahla alamadıkları topraklarımızı bugün bir kağıt parçasıyla topluyorlar. İster Katarlı olsun, ister Suudi olsun, ister İngiliz olsun, ister ABD’li olsun — ben bir karış toprağımın dahi satılmasına şiddetle karşıyım. Ben ülkemde ne Katar’ın, ne ABD’nin, ne AB’nin, ne İngiltere’nin topraklarımız üzerinde sözü ve gözü olmasını asla istemiyorum. Bugün hep susanlar, yarın ne konuşacaklar acaba, çok merak ediyorum. Haydi dostlarım, hoşça kalın, dostça kalın.