• 09 September 2020, Wednesday 14:27
DursunGirgin

Dursun Girgin

Hata yapmak insanoğluna mahsuzdur

Dostlarım merhaba. Hata yapmak ayrı şey, hatalarından ders çıkarıp da vaz geçmek ayrı iştir. Hele hele siyasiler için hatalarında ısrarcı olmak insanı nemrutlaştırır, firavunlaştırır, ebu cehilleştirir, muaviyeleştirir. Yani insanı öyle bir hale getirir ki, kendin bile kendini tanıyamaz hale gelirsin.

İşte bu nedenle zaman zaman gerek iktidara, gerekse muhalefete yol gösteriyoruz. Aslolan eleştirelere kulak verip, acaba bu söylenenler doğru mu deyip, kendimize çeki düzen vermek zorundayız. Bizler de hata yapabiliriz. Hatasız kul olmaz. Önemli olan şu ki, hatalardan dönüş yapmak. Bazen her kula nasip olmayabiliyor. Mesela devletlerin hatası daha da kötüdür.

Değerli dostlarım Allah rahmet eylesin Saddam Hüseyin’le ne gibi bir düşmanlığımız vardı da, ABD’nin bu ülkeye sözde demokrasi getireceğim bahanesi ile çoluk çocuk perişan olmalarına neden olundu. Keza Libya öyle, Suriye öyle. Bütün bunları biz hem bir Müslüman olarak, hem de kapı bir komşu olmamıza ragmen niye yaptık? Hala bu dış politikamıza aynı devam etmekteyiz. Peki niye ve kime karşı. Yani ABD’yi ve de İsrail’i, İngilizler’i dost bilip, din kardeşim dediğimiz insanlarla kanlı bıçaklı hallere düştük.

Bakınız şu anda Yunanistan’la sert sürtüşmeler içindeyiz. Sebebi ne peki? Hep çıkar değil mi? peki hani dostumuz ABD nerede? Kimlerin yanında? ABD dün neyse bugün de o yani. ABD dün Yunanistanla 1974’de parasını verdiğimiz F-16 uçaklarını niye vermedi? Biz bütün bu olup bitenlere ragmen hala neden ABD’yi dost bilip de, İsrail’I dost bilip de, yanı başımızdaki din kardeşlerimizi neden düşman biliyoruz?

Değerli dostlarım bu ülkede ne gibi bir politika izleniyor doğrusu anlayabilmiş değilim. Işte bu ne olduğu meçhul olan dış politikamız nedeniyle hem güzelim ülkemize yazık oluyor, hem de dost, kardeş olarak bildiğimiz kapı bir komşumuz olan Suriye, Irak ile hala sağlam temeller üzerine oturabilmiş bir ne iç politikamız ne de dış politikamız var. işte bu nedenle kaygan bir zemin üzerinde yürüyen insan misali ha düştük, ha düşeceğiz.

Peki ne mi yapmalıyız?

Bakınız dostlar; 1974 Ecevit ve Erbakan koalisyonu vardı. Erbakan Hoca F-16’lara karşı İncirlik’in  kapatılmasını istedi. Sonuç malum: içerideki düşmanlar hemen devreye girip, o güzelim çıkışlarımızı engellemek adına çok  çirkin siyasetler     oldu o devirde.  Ama görüyorum ki hala aklımız bir karış havalarda deziyor. Dün ABD neyse, bugün de aynı, yarın da aynı olacaktır. Asıl olan şu ki, Türkiye’nin gerçek politikası Yurtta Sulh, Cihanda Sulh olmalıdır. Aksi halde başımız hiç bir zaman beladan kalkmayacaktır. Yani sanmayın ki dünya bize dost. Asla dost olmadılar ve de dost olmayacaktırlar.

Ey 600 milletvekili bu vatan bir kişinin değil, 600 kişinin gür sesine bağlıdır. Ne olur ABD’nin, İsrail’in ve de İngilizler’in türlü türlü oyunlarına karşı daima uyanık olun. Suriye başta olmak üzere geliniz Irak’la öncelikli olarak ortak bazı kararlar alın. Siyasi, ekonomik ve de kültürel iş birlikleri çerçevesinde şu güzel vatanımıza yeniden çeki düzen verin ki gelecek kuşaklar Filistinli çocuklar gibi sizlere ve bizlere lanet okumasınlar.

Onun için lütfen bu vatan sizden hayırlı işler bekliyor. Örneğin bu ülkenin çok zengin kaynakları var. Geliniz bu kaynakların yabancıların elinde oyuncak olmasına izin vermeyin. Bu ülke gerçekten çok zengin bir ülke. Yeter ki ADAM GİBİ YÖNETİLSİN.

Haydi dostlarım hoşça kalın, dostça kalın.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık