• 08 August 2022, Monday 10:08
DursunGirgin

Dursun Girgin

Yine mi kültür?

Dostlarım merhaba. Şu düğün derneklerin hızla devam ettiği bir mevsimde kültürden söz etmek en akıllıca bir şey olsa gerek. Hemen arz edeyim ki şu aralar ziyaretçilerin sayısı hayli çoğaldı. Sebebi, malum benim internet ortamında her ne kadar reklam etmesek de zurna eğitimi, zurna akordu, zurna kamışı hazırlama konularındaki 60 yıllık deneyimimi paylaşmam. Zurna çalma hevesi olan birçok kişi her gün ziyaret ediyor. Dolup taşıyor fakirhanem. Tabii ben de bildiklerimi ve 60 yıllık mahallİ sanatçılık eğitiminde edindiğim tüm bilgilerimi, tecrübelerimi tüm kültür sevenlerle paylaşıyorum ki, ola ki yüzde bir de olsa bu insanlardan birkaç tanesi eğer ileride özellikle de konservatuar eğitimi almış olan ve kamışlı çalgılara ilgi duyan güzel yavrularımıza faydalı olabilirsem, bundan çok mu çok memnun kalırım.

Çünkü Kültür bir milletin ortak malıdır. Hatta bir ara biri bana dedi ki; ‘Ne yahu kültür senin babanın malı mı ki?’ deyince, ben de “kaldır ayağını evet babamın malı” dedim. Çünkü benim babam zurnacıydı, dedem zurnacıydı, yani en az 6-7 kuşaktır zurna çalmak aile boyu sanatımız desek yalan olmaz. Peki bu da nereden çıktı, biliyor musunuz? Zurna-Zen Festivali'nden söz edilirken. Bir ara kendini beğenmişin biri ‘Ne yani bizler de kültürden bahis edemez miyiz? Kültür senin babanın malı mı?’ deyince. Elbette ister istemez alındım. Neden alındığıma gelince sevgili dostlar; ben 12 yaşlarında aldım bu zurna denen çalgı aletini  elime. Yaklaşık da 60 senedir bu kültürü öylesine benimsemişim ki, artık zurnanın zırt dediği yere kadar her şeyini ezbere biliyorum desem yalan olmaz. İşte bugün eğer zurnadan dem vuruluyorsa, inanın ki bunun en büyük yazarı, çizeri, icracısı, zurnayı bu Muğla Yöresi'ne aşık eden adam elbette ki Muhtar Dursun'dan başkası olabilir mi?

Muhtar Dursun’un bir tek amacı vardır; babalarımızdan atalarımızdan öğrendiğimiz bilgiler ve deneyimler benimle toprağa gömülüp gitmesin. Kimi ağaç diker, kimi cami yaptırır, kimisi yol yapar, kimisi susuz bir yere su açar, kimi okul yaptırır, kimisi de tıpkı Aşık Veysel gibi Neşet Ertaş gibi güzel eserler bırakır ardında. Hep rahmetle anılırlar. Kendilerine hamdolsun.

Muhtar Dursun bu saymış olduğum tüm hayırlı işlerin hepsini de sağlığında tüm insanların hizmetine sundu. Mesela Dibekdere’ye 1975 yılında cami yapılmasına vesile oldum. Elektrik, su, okul, yol gibi hayırlı hizmetlerin yanı sıra bir de davul zurna kültürünün saklıda, gizlide kalan tüm güzelliklerini halkımla paylaştın; ki sanırım böylesine güzel bir haslet her kula nasip olmaz.

Bakınız ne diyor alimlerimiz; İlim ilim bilmektir. İlim bilmek kendini bilmektir. Eğer sen kendini bilmiyorsan, o zaman ilim bilmek ne demektir? Sanırım bu kadar yarenlik bugünlük yeter herhalde.

Evet ben kültürümü çok seviyorum. İşte bu nedenle ardımda gölgesine oturabileceğimiz bir dikili ağaç, bir meyvesi yenilebilen meyve ağacı olsun istiyorum ve hamd olsun bugün bütün bunları yapabilecek evlatlarım var. Hani derler ya artık ölsem de gam yemem. Benim 60 seneden beri açmış olduğum bu yol, bu kültür yolu artık hiç boş kalmaz. Çünkü bu yoldan geçmek için öyle büyük paralar ödemeye de gerek yok.

Haydi dostlarım gelecek köşe yazılımda çok güzel kültür konularını paylaşmak dileğimle. Hoşça kalın dostça kalın.

 

 

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık