• 06 March 2021, Saturday 9:07
DursunGirgin

Dursun Girgin

Dünya bize gülüyordur şu an

Dostalarım merhaba. Öncelikle Prof. Dr. Haydar Baş Hocama rahmet dileyerek sözlerime başlamak istiyorum. Neden mi? işte son sözleri: Dünya zifiri karanlığa doğru gidiyor demişti. Bu bir nevi öngörüydü. Evet bugün başta ülkemiz olmak üzere dünya zifiri karanlığa gidiyor. Öyle değil mi dostlarım? Bir yanda gelir adaletsizliği, öbür tarafta yoksulluk, fakirlik. Her geçen gün insanlarımızın satın alma gücü tükeniyor oluşu sizlere hiç birşey anlatmıyor mu? Bir yanda ahlaksızlar almış başını gidiyor. Dostlar güzel cennet vatanımıza bu olup bitenler hiç de yakışmıyor. varlık içinde yokluk çekiyoruz. Çin’e bilmem kaç milyon ton bor madeni gönderiyoruz da bu bor madenini kendi ülkemizde neden değerlendirmiyoruz?

Evet dünya bize ellerini ovuşturarak kıs kıs gülüyor.

Şu anda neymiş efendim 2023’te Türkiye yıldırım hızıyla gelişecekmiş. Gel de sen buna inan. Peki neden 2023? Çünkü 2023’te yine seçim var. Al sana bir kuyruklu yalan daha. Değerli dostlarım aslında şu an yoksulluk yüzünden sazını yani elindeki ekmek teknesini satmak zorunda kalan değerli dostum Turgut Taş’ı konuşmak isterim. Neden bu insanları sazını satacak duruma getirdik? Hiç düşündünüz mü? Tabi iktidara göre bu tür insanlar iktidarı kötüleme adına yapıyorlar hep bunları. Öyle mi? Hayır dostlar hayır. Eğri oturup doğru konuşmamız gerekirse eğer, çok kötü bir zamandan geçiyoruz. Şu an şahsen borç bini geçti. Kaz etiyle kuzu etini eksik eyleme sofrandan demiş atalarımız da ama bir kilo bile kuzu eti alıp yiyemeyeli aylar, yıllar oldu. Nedeni malum. Gelirimiz giderimizi karşılamıyor. Mesela bankalardan kredi aldık. Aslında bu bir zorunluluktan kaynaklanıyordu. Çünkü 2002 yılında emekli olmuş bir vatandaş olarak hiçbir zaman asgari ücret maaşını alamadım. Mesela şu an asgari ücret 2825 TL. Bankanın bana verdiği emekli maaşı 2400 TL. Gel de sen kaz eti, kuzu etiyle beslen. Hani o 2400 TL’yi de sağ sağlim alabilsek. Ne mutlu. Yarısından fazlası bankalardan aldığımız kredi için kesiliyor. Elimizde kalan para ise 1000 TL. Gel de sen sazını satma böyle bir ülkede. Evet ben de bir sanatçı olarak zurnamı satayım. 

Dostlar inanın dünya bizim şu bilinçsiz siyasetçilerimize kıs kıs gülüyorla. Neden mi? dünyada yer altı kaynakları bakımından çok zengin bir ülkeyiz. Gel gör ki bu madenlerimizi kendi insanımızın yararı için bile kullanmaktan aciz bir milletiz. Sadece yerin altına mı? Yerin üstüne sahip çıkamayan bir millet yerin altına mı sahip çıkacak. Soruyorum Almanya’nın neyi var Alllah aşkına? Toprakları biizm topraklarımızdan daha verimsiz. Yer altı kaynakları Türkiye’deki yer altı kaynakları kadar bile yok. Ama gel gör ki fert başına düşen milli gelir yıllık olarak neredeyse Türkiye’nin 4-5 katı. Hatta daha fazla. Gel de sen böyle becereksiz siyasetçilere inan güven. Yaşım 73 oldu. Hala bir Avrupa ülkesini ziyaret edemedim. Bırakınız Avrupa ülkesini de kendi ülkemin bile birçok şehirlerini göremedim, gezemedim. Peki bizler ne istiyoruz bu ülkeden? Hak ve adil bir paylaşım. Eğer bu ülkede adil bir paylaşım olmuş olsaydı. Benim maaşım en az 7-8 Bin TL olurdu. Böyle bir gelirim olmuş olsa ben bankalardan faizli para alır mıyım? Veyahut her hafta devlet eliyle oynatılan devlet kumarlarından medet umar mıyım? Sizce  bu zifiri karanlık değil de peki nedir?

Sonuç olarak şunu söylemek istiyorum: Hazreti Ömer’in hırsız kadın kıssasını bilmeyenimiz yoktur. Eğer bir ülkede insanlar sazlarını dahi satmak zorunda kalmışlarsa sanırım sözün de özün de sazın da sonuna gelmiş durumdayız herhalde. Gelecek köşe yazımda devamını okuyacaksınız. Haysi hoçakalın. dostça kalın.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık