• 28 December 2019, Saturday 8:17
DursunGirgin

Dursun Girgin

DÜNYANIN DÜZENİNİ BOZAN İNSANDIR

Dostlarım, merhaba. Bu günlerde dikkat ederseniz konu, yangından mal kaçırırcasına Kanal İstanbul projesidir. Daha ne olduğunu ve de bu sözde çılgın projenin İstanbul’a ve de ülkemize getirileri ne olur, götürüsü ne olur anlaşılmadan, bulanık suda balık avlar gibi bir iş. Öbür taraftan baktığımız zaman dünyanın dengesini, düzenini bozan, yine insanoğlu olduğunu göreceksiniz. Deyim yerindeyse tabiatın dengesini bozduk. Geçen gün Sarıçay’dan bahsettik. Peki, sonuç ne olur sizce? Bence kocaman bir hiç olur. Eskiden Sarıçay, bizim Dibekderelilerin yaylasıydı. Ben bu konuyu Milas Önder Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Coşkun Efendioğlu’na da anlattım. 
Değerli dostlarım, dedim ya dünyanın efendisi de dünyanın en munzur mahlûkatı da yine insandır. Dikkat ediniz, şu belgesellerdeki tüm canlıların yaşam biçimini lütfen iyice izleyin. Mesela bir aslan. Eğer karnı toksa, hiçbir canlıya zarar vermez. Gel gör ki, insanoğlu öyle mi? Karnı doysa gözü aç. Bir türlü doymak usanmak bilmiyor. Ha bir de bakıyorsun ki bir gün camiden sala sesleri yükseliyor. Falanca milyarder kalp krizinden ölmüş. İşte sonuç böyle dostlarım. Nedir şu insanoğlunun bunca aç gözlülüğü? Dünyayı verseniz ahreti de ister. Yok, olmadı, ha bir de ilahlık taslar. İşte bugün gerek ülkemizin, gerekse dünyanın geldiği nokta tam da böyledir. Bir yanda aç, sefil insanlar; öbür tarafta Karunlar kadar zengin olmuş. Daha yıl sonu gelmeden kimisi Hawaii’den, kimisi Paris’ten, kimisi İngiltere’den, kimisi İtalya’dan çoktan yerlerini ayırtmışlar. Dünya yanmış umurlarında mı acaba? 
Değerli dostlar, bu tür insanlar için ne asgari ücretin önemi var, ne de işsizliğin ve de parasızlığın. Asgari ücret komisyonu toplanacakmış. Toplansa ne yazar, toplanmasa ne yazar. Yine olacak olan gariban insanlarımıza olacaktır. Demek istediğim şu değerli dostlarım: Bir yılın daha sonlarına geldik. Acısıyla, tatlısıyla koskoca bir yıl daha gelip geçti. Geçti ama gel de sen o garibanlara sor. Bakalım 2019 yılı nasıl geçti diye. Evet, 2019 yılı gariplerin sofralarına yeni yeni rızıklar koyamadığı için adeta delip de geçtiği bir yıl oldu. Peki neden hep böyle oluyor? Çünkü Neşet Ertaş’ın, ‘Kendim ettim, kendim buldum, gül gibi sararıp soldum’ dediği gibi ne yazık ki gül gibi sararıp solan o kadar çok insanımız var ki, sormayın dostlarım. Adam el öpmüş, bakan olmuş. Etek öpmüş, vekil olmuş. Peki, bizim halimiz ne olacak? Biz de şükür etmesini öğreneceğiz. İşte o kadar. Umarım 2020 yılı, 2019 yılını aratmaz. Umarım asgari ücretin 2-3 değil, 5-6-7 bin lira olduğu günlere bir an önce kavuşur, en azından açta açıkta hiç kimse kalmaz. Ya çıkarsa?
Haydi dostum. Ümit fakirin ekmeğidir. ‘Ya çıkarsa’, ‘ya çıkarsa’ diye diye nihayet yaş oldu 72. Bundan sonra çıksa ne olur? Çıkmasa ne olur?
Haydi dostlarım, 2020 yılı bolluk, sağlık ve de barış yılımız olsun inşallah. 
Hoşça kalın, dostça kalın.
 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık